Sayfa 1 FERİD ALNAR Devlet sanatçılığı ünvanının tartışıldığı şu günlerde geçmişin bir kırgın sanatçısıdır Ferid ALNAR.1971'de ilk Devlet Sanatçılığı dağıtıldı- ğında bu ünvan,Türk Beşleri'nden üçüne verilip ikisi dışlanmıştı. Bunlardan birisi Cemal Reşit Rey idi,kendisine bu ünvan 1981'de verildi,diğeri ise Ferid ALNAR'dır.1978'de ise kırgın bir şekilde aramızdan ayrıldı Ferid ALNAR. Daha sonra 7.12.1998'de Sevda Cenap And Vakfı'nca düzenlenen Sn.Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL'in de katıldığı bir tören neticesinde Ferid ALNAR'a onur ödülü verildi ve tören sonrasında Anadolu Yaylı Kuartet eşliğinde Tahir AYDOĞDU'nun solist olarak katılımı ile Ferid ALNAR'ın "Kanun Konçertosu" tekrar seslendirildi. Biraz geç de olsa Ferid ALNAR'ın hatırlanması son derece sevindirici idi.Ben burada Sevda Cenap AND vakfı yetkililerine Ferid ALNAR'ın Kanun Konçertosu'nu çalan bir sanatçı olarak şükranlarımı sunmak istiyorum,dilerim diğer vakıf, üniversite ve konservatuarlar da bu değerli bestecimizle daha yakından ilgilenirler.. Çok küçük yaşlarda Kanuni Vitali Efendi'den Kanun öğrenmeye başlayan ALNAR'ın dört ay içinde hocasından alacağı bir şey kalmadığı söylenir. Mimarlık eğitimini müzik yüzünden yarıda bırakan Ferid ALNAR, Darüttalimi Musiki Topluluğu'na katılıp Türk Musikisi'ne de büyük hizmetler vermiştir. Türk Musikisi'ne Kanun ile başlayanlar onun adını bir ideal olarak belirlemişlerdir. Plaklarını bulup dinleyemeseler bile kendini veya plaklarını dinleyenlerden;nasıl erişilmez bir teknik ve kendine has temiz üslubuyla çaldığını hayranlıkla dinlemişlerdir. Kanun icrasında bir çığır açmış,bu çalgıdaki seçkin icrasını erişilmesi güç bir virtüoziteye ulaştırmıştır,Şerif Muhittin TARGAN'ın ud'da yaptığını KANUN'da yapmıştır. İlk kez Kanuni Hacı Arif Bey'in uyguladığı mızrap tekniğine,hocası Vitali Efendi'den elde ettiği çok hafif tırnak darbeleri ile süslediği bol tremololu icra tekniğini eklemiş ve daha başarılı ,daha üstün bir seviyeye ulaştırmasını bilmiştir .Alışılmışın dışına çıkarak çok ustalıklı bir geçki tekniği geliştirmiştir. Tek başına birçok plak doldurup zamanın sanatçılarına da eşlik etmiştir. Ayrıca son derece orijinal ve ileri üslûpta saz eserleri yazmış ve hemen bütün eserlerinde Türk Musikisi'nin makam ve usûllerini başarıyla kullanmıştır. Sayfa.2Türk Musikisi Sanatı'nın içinden yetişmiş bir sanatçı olarak, daha sonra,Batı Musikisi'ni benimseyip ustalaşmasına rağmen,Türk Musikisi hakkında küçültücü bir tek kelime bile kullanmamıştır. Türk Musikisi'nin zenginliğinden çok yararlanmış,eserlerinde bu motifleri en iyi şekilde kullanmıştır; fakat diğer bazı bestecilerin yaptığı gibi musiki eserlerini aranje etmeden,çok seslendirip altına benim diye imza atmadan. Her iki tür müziği ve kültürünü de çok iyi bilen bu insanın büyüklüğü bu noktadan kaynaklanır. Türk Musikisi eğitiminden sonra kabiliyetini Batı Musikisi'ne yönelten,çalışmalarını tamamen Batı Musikisi alanında yapan ve bestelerinde de Türk Musikisi makam ve usûllerini kullanan ALNAR,Kanun'u da terket- memiş ve yıllar önce tasarladığı konçertoyu 1946 yılından itibaren bestelemeye başlamış,1951 yılında konçertoyu tamamlamıştır,Türkiye'deki ilk ve tek Kanun Konçertosudur. Ferit ALNAR daha sonraları konçertonun 3.bölümünü beğenmeyerek değiştirmek istemiş,1958'de Hazreti MEVLANA'yı ziyaretinden hemen sonra bir şaheser olan 3.bölümü birkaç gün içinde yazıvermiştir. 1942'de bestelediği diğer bir şaheseri olan Viyolonsel Konçertosu üzerine 21.8.1946'da A.Lalauni tarafından yapılan kritik: "Viyolonsel Konçertosu ile Ferid ALNAR,doğu ile batının müzik birleşimini çok iyi başaran bir kişiliktir. Kompozitör ALNAR'ın,orkestra şefi ALNAR'ı aştığı bir gerçek,fakat orkestra şefi olarak da hiçbir yönden geri kalmıyor." Yine PRELÜD ve İKİ DANS'ın ilk icrası hakkında Viyana'da çıkan bir kritikten bazı kısımlar:"ALNAR'ın müzik yazı tekniğinde sürükleyici bir mantık var. Dinlediğimiz tamamıyla yeni bir müzik,birçok kompozitörü onu taklide heveslendirecektir." Türk Beşleri içinde herşeye rağmen Türk kalmaya çalışmış, son derece güzel saz eserleri bestelemiş,Batı Musikisi alanında da birçok eser meydana getirmiş,30 senelik şeflik hayatında da aşağı yukarı 200 operet,1000 konser ve 400 opera temsili yönetmiş Ferid ALNAR'ın bütün eserleri ortaya çıkarılmalı,hem Türk Musikisi hem de Batı Musikisi alanında yapmış olduğu eserler sanatçılarımız ve orkestralarımız tarafından en kısa sürede seslendirilmelidir. Yurt dışı etkinliklerinde de bizi dış dünyaya tanıtmak için Ferid ALNAR'ın eserleri de tercih edilmelidir. Çünkü hem Türk Musikisi hem de Batı Musikisi'ni çok iyi bilen ve Türk Musikisi'nin makamsal ve usûlle ilgili zenginliğini en iyi şekilde yansıtan çağdaş bir bestecimizdir Ferid ALNAR. 30 senelik bir Kanun Sanatçısı olarak eseri hem yurt içinde ülkemizin en seçkin senfoni orkestraları hem de yurt dışında Cezayir,Almanya,Japonya ve Ukrayna’da yurt dışında birçok kez seslendirmiş bir sanatçı olarak Türkiye'deki ilk ve tek Kanun Konçertosu ile ilgili belirteceklerim şunlardır; Eserin icrasında seri mızrap atışları,inişli ve çıkışlı atlamalar,çok sık değişen mandallar,çok ustalıklı olarak kullanılan geçkiler,iki eli aynı anda farklı kullanabilme,çaprazlamalar v.b. özellikler bulunmakta ve virtüozite istemektedir. Bana göre Kanun çalgısında teknik kapasite olarak gösterilebilecek birçok özellik göze çarpmaktadır,günümüzde Kanun icracılarına bakıldığında ileride bestelenecek yeni eserler açısından bu özelliklere ayrıca arpej ve akor tekniği de ilave edilebilir. Bir sanatçı olarak en büyük dileğim: Kendi musikimizin zenginliğini Ferid ALNAR gibi kullanan bestecilerimizin daha çok yetişmesi eserlerinin de yurt içi ve dışında seslendirilmesidir. Ayrıca Kanun çalgısı ile ilgili olarak daha farklı formlarda da eserler bestelenmeli, hem Kanun Konçertosu hem de diğer eserler genç icracılar tarafından seslendirilmelidir. Azerbaycan v.b. Türk Cumhuriyetlerine baktığımızda görülen manzara şudur; Tar v.b. çalgılar için konçertolar bestelenmiş,besteciler kendi çalgılarını senfonik anlamda en iyi şekilde kullanmışlar,kendi musikilerini senfonik anlamda Batı Musikisi ile birleştirmişlerdir. Bizim ülkemizde de bu tür uygulamalar yapılmalıdır. Ney,tanbur ve kemençe gibi diğer Türk çalgıları için de senfonik anlamda eserler bestelenmeli,bu çalgıların tanıtımı, hem bestelenmiş senfonik anlamdaki hem de geleneksel tarzda icra edilecek eserlerin vasıtasıyla daha etkin ve bilinçli olarak yapılabileceği gözönünde bulundurulmalıdır. Son olarak söyleyeceğim; Ferid ALNAR gibi kendi musikimizi evrensel tarzda kullanan çağdaş bestecilerimize zamanında sahip çıkalım,konservatuarlarımızda onun adına kürsüler kuralım,eserlerinin seslendirilmesi için tüm sanatçı ve orkestra şeflerimize de önemli görevler düşmektedir,bu değerli bestecimize sahip çıkmaz isek eserlerini seslendirmek için bir başka ülkeden izin almak zorunda kalacağımızı üzüntüyle bildirmek isterim. Tahir AYDOĞDU TRT Ankara Radyosu Kanun Sanatçısı www.tahiraydogdu.com 21.02.2005/Ümitköy-ANKARA |