|
Bir Avukat Nasıl "Doğar"? 7’ler grubunda ( G 7 ) ve Türkiye’de avukatlık staj eğitim programları Kıta Avrupası ve Anglo-Amerikan Hukuk Sistemleri Dahilindeki Seçme Bazı Ülkelerde Hukuk ve Avukatlık Eğitim Programlarının Karşılaştırmalı Bir Değerlendirilmesi* Yazan: Hukukçu Nefide İrem Aydın**- Öykü Didem Aydın I. Genel Olarak Türkiye ve dünyada avukatlık eğitim programlarını karşılaştırmalı olarak inceleyeceğimiz bu çalışmada öncelikle ülkemizi G7’ler adı verilen dünyanın ekonomik bakımdan en gelişmiş sayılabilecek ülkelerinin bir kısmı ile karşılaştırmayı seçtik. Bunun nedeni, bu ülkelerdeki hukuklaşma oranının yüksekliği ile hukukun, toplumsal, ekonomik, siyasal, kültürel ve bireylerarası düzlemlerde son derece önem verilen bir müessese olmasıdır. Gerçekten, aynı zamanda, gelişmiş ve demokratik olma özelliğini gösteren bu ülkelerde gerek sanayileşme sonrası bilgi toplumunun isterlerini yerine getirmek ve küresel düzende önemli rol oynamak açısından gerek çoğulculuk ve sivil toplumu geliştirme ile toplumsal barışı korumak gerekse de kamusal ve özel hukuksal iliskilerin temel çerçevesini ve uygulamasını belirlemek erekleri açısından avukatlık mesleğinin çok önemli bir rolü vardır. Yine, bu ülkelerdeki hukuk öğreniminin özelliklerine kısaca değinmekte de yarar vardır. Şöyle ki, herhangi bir hukuk sisteminde avukatlığa hazırlık süreçlerinin hukuk öğreniminin gösterdiği yapı ve tarza göre değişiklikler gösterdiği söylenebilir. Çünkü avukatlık eğitim programlarının niteliğinin, hukuk öğreniminin niteliği ile doğru orantılı olduğu gözlenmiştir. Bilindiği gibi ülkemizde hukuk öğrenimi, ilk öğretimi takiben üniversite sınavlarını kazanarak başlanılan asgari dört yıllık bir süreçte sömestrlere ya da yıllara göre dağılmış belli başlı zorunlu ve seçmeli derslerin izlenip her ders için ayrı ayrı sınavların başarılması ile tamamlanır. Devlet ve özel üniversiteler arasında bu açıdan bazı farklar gözlense de, takip edilen dersler ve sınavlar dikkati çekecek ölçüde bir farklılık göstermezler. Hukuk öğrenimi süreci özellikle Kıta Avrupası ve Anglo-Amerikan hukuk sistemlerinde temel bazı farklılıklar gösterirken, Avrupa içinde ya da Anglo-Amerikan sistemine dahil kabul edilebilecek kimi ülkeler arasında da farklılıklar mevcuttur. Kıta Avrupası hukuk sistemi içinde yeralan pek çok ülke sisteminin dayandığı ve önde gelen bir hukuk düzeni kurmuş bulunan Almanya’da hukuk öğrenimi ortalama onüç sömestr, beş buçuk yıldır. Yakın zamana kadar, bunun ilk dört sömestri, ön lisans (Grundstudium) adı altında ön diploma sınavına (Zwischenprüfungklausur) kadar geçen süreyi kapsıyor, dördüncü sömestr sonunda, öğrencilerin hukuk öğrenimine, hakimlik, savcılık ya da avukatlık mesleğine uygun olup olmadıklarını saptamak için ön diploma sınavı yapılıyordu. Bu sınava iki kez katılma hakkı vardı ve iki denemede sınavı başaramayan öğrencilerin hukuk fakültesi ile ilişiği kesiliyordu. Ancak bu uygulamaya –çok ağır olduğu ve birinci devlet sınavında da hukukçu adaylarını mesleğe uygunluk kriterlerine göre elemenin mümkün olduğu- gerekçesiyle, 1993 yılının yaz sömestrinde son verilmiştir. 1993 yılından beri süregelen uygulamaya göre, öğrenciler birinci devlet sınavına ilk müracaata kadar, birinci devlet sınavına katılabilmek için zorunlu oldukları derslere katılıp bu derslerin sınavlarını başarmak koşulu ile kesintisiz olarak eğitim görebilirler. Bu dersler şunlardır: Özel Hukuk (Özel Hukukun Tüm Dalları), İdare Hukuku (İdare Hukukunun Tüm Dalları) ve Ceza Hukukudur. (Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ceza Hukuku Özel Hükümler ve Ceza Muhakemesi Usul Hukuku). Birinci devlet sınavına katılabilmek ve hukuk fakültesi mezunu olabilmek için tüm bu derslerden en az iki sınav ve iki ev ödevinin başarılması zorunludur. Birinci sınavlar ve ödevler anılan derslerin temel öğrenimini ölçer iken ikinci sınavlar ve ödevler aynı konuların gelişmiş ve derinlemesine bilgisini ölçerler. Ayrıca anılan hukuk dallarının her birinden en az bir tane seçmeli dersin de belgelendirilmesi gerekmektedir. Hukuk Fakültesi öğrencileri, kural olarak on üç sömestr olan eğitim sürecini (Birinci devlet sınavı sürecine kadar) yedi ya da sekiz sömestr de de tamamlayabilirler. Hatta birinci devlet sınavına katılabilmek için belgelendirilmesi zorunlu derslerin sınavlarını yedi dönem içinde başaran öğrencilere Freischuss adı altında ek bir üçüncü hak tanınmıştır. Birinci devlet sınavını başarabilmek için yalnızca iki hak vardır. Bu sınavı Adalet Bakanlığı’na bağlı Justizprüfungsamt (Adalet Bakanlığı Sınav Dairesi) yapar. Tüm bu zorunlu ve seçmeli dersleri belgelendirdikten sonra, kural olarak, birinci devlet sınavına katılmaya hak kazanılır. Bu sınava kaydolduktan üç ay sonra girilmesi zorunludur. Sınav yazılı ve sözlü olmak üzere iki bölümden oluşur. Çoğu aday sınava Repiditorium adı altında sunulan fakülte dışındaki özel kurslara katılarak ortalama bir yıl hazırlanırlar. Fakültelerin birinci devlet sınavına hazırlık olarak düzenlediği katılımın zorunlu olmadığı kurslar ve deneme sınavları da bulunmaktadır. Ancak kurslardaki öğrenci sayısının fazlalığı nedeniyle, üniversitelerde yapılan deneme sınavlarının pek verimli olduğu söylenemez. Birinci devlet sınavı yazılıların yanında ev ödevi ve sözlü olmak üzere iki bölümden oluşur. Yazılı sınav yukarda anılan derslerin her birinden yapılır. Tek bir sınav beş saat sürer ve sınav süresinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler kullanılabilir. Sınavlarda oldukça ayrıntılı bir hukuki problem sorulur. Tanım ya da kavram sorulmaz. Ancak, bu çerçevede, ilgili tanımları, kavramları, öğreti ve içtihatları bilmeden sorulan problemin çözümü olanaksızdır. Anılan sınavlardan en az birini başarmak ve bu derslerden –isteğe göre seçilen- herhangi birinden dört haftalık bir hukuki olay çözümü ödevinin başarılması zorunludur. Bu ödevler, çoğunlukla başkalarının desteği ile dahi çözülemeyecek olan ve ancak birkaç hafta yoğun bir araştırma ve inceleme ile çözüm getirilecek karmaşık olay örgüleridir. Bu nedenle sınavların değerlendirilmesi oldukça sıkıdır. Sınavların başarılması için gereken barajı aşan öğrenciler sözlü sınava girmeye hak kazanırlar. Baraj notu oldukça değişkendir. Diğer derslerden de, sınav başarılmasa bile geçme notuna yakın bir başarı gösterilmesi beklenir. Notlar sehr gut (çok iyi), gut (iyi), vollbefriedegend (tümü ie tatminkar: ortalamanın üstünde bir başarı), befriedegend (tatminkar,orta), ausreichend (yeter: eksiklikler olmasına karşın, ortalamaya uygun bir başarı) ve mangelhaft (yetersiz) olarak sınıflandırılır. Genel olarak, hukuk fakültesi öğretim üyeleri, yargıçlar, avukatlar, valiler gibi meslek insanları arasından seçilen beş üyeli bir sınav komisyonu önünde, beş adayın aynı anda katıldığı ve beş saat süren bu sınavda adayların başarılı olması için, kendileri ile birlikte aynı sınava katılan diğer adayların bulunması nedeniyle hazırcevap ve atılgan olmaları, tartışmalara sık sık katılmaları gereklidir. Sözlü sınavdan on sekiz üzerinden dört puan alan öğrenciler hukuk fakültesi mezunu olurlar ve staj başvurusu yapmaya hak kazanırlar. Fransa’da geçerli olan eski sistemde hukuk eğitimi kural olarak, Türk sistemine çok benzer bir biçimde düzenlenmişti. 1999 tarihli Avrupa Birliği Bologna Bildirgesi’nin ardından kabul edilen yeni sistemde, medeni hukuk, anayasa hukuku, idare hukuku, ceza hukuku, hukuk tarihi ve yabancı diller okunur. Dört yıl süren öğrenimin sonunda ‘’Maitrise en droit’’ ünvanı kazanılır. Öğrenimin ilk iki yılındaki temel eğitim döneminde Fransız hukuk kültürünün temellerinin verilmesi amaçlanır. Alınan zorunlu ve seçmeli derslerinin sınavları yarı yıl sonlarında yapılır. İtalya’da 3 Kasım 1999 tarihli yeni yasa hukuk eğitimine kredi sistemini getirmiştir. Buna göre, öğrencilerin belli başlı dersleri takip ederek her yıl ortalama olarak altmış kredi kazanmak zorunluluğu vardır. Öğrenciler toplam yüz seksen kredi topladıktan sonra temel öğrenimi bitirirler. Bu süreç toplam üç yıl sürer. Bu üç yılın sonunda öğrenciler “laurea’’ (Mezuniyet) derecesi kazanırlar. Mezunlar bu dereceleri ile bir çok işte örneğin sendikalar ve bankalarda çalışabilirler. Ancak mezunların pek azı bu meslekleri tercih eder. Ülkemizde olduğu gibi, İspanya’da da yüksek öğrenim için öğrenci seçme sınavı vardır. Hukuk eğitimi en az dört yıl sürer. Öğrenciler fakülteyi, ortalama olarak, altı yılda bitirirler. 2000 yılında yeni bir öğrenim yasasının yürürlüğe girmesiyle, hukuk fakültesi öğrencileri ortalama olarak, haftada yirmi ile yirmi dört saat ders görürler. Bu derslerin çoğu zorunlu derslerdir. Hukuk fakültesi mezunu olabilmek için, İtalya’da olduğu gibi, öğrenciler belirli sayıda kredi toplamak zorundadır. Bir öğrenim yılı için öğrenciler yaklaşık olarak 500 Euro harç öder. Çok başarılı öğrenciler bu ücretten muaf tutulurlar. İspanya’da hukuk eğitimi oldukça soyuttur. Kurpratikler çok az yapılır ve sınavlarda derste işlenen konular sorulur. Öğrencilerin derse aktif katılımı hemen hemen hiç yoktur. Öğrenciler, tıpkı ülkemizde olduğu gibi, öğretim üyesinin derste anlattıklarını not ederler. Öğrencilerden herhangi bir hukuk kitabını bilmeleri, öğrenmeleri beklenmez. Yalnızca ders notlarıyla sınavları başarabilirler. Buna rağmen başarı ortalaması beklenildiği gibi yüksek değildir. Yaklaşık olarak % 30- 35 civarındadır. Bitirme sınavı yoktur. Hukuk öğrenimi lisans derecesiyle tamamlanır. 1998 Sorbonne bildirgesi ile 1999 Bologna Bildirgesi’ni takiben Avrupa Birliği ülkeleri, Avrupa Birliği öğrencilerinin Birlik sınırları içindeki öğrenim hareketliliğini kolaylaştırmak için öğretim programlarını uyumlaştırmayı kabul etmiştir. Çeşitli Avrupa ülkeleri, bu uyum programına katılma çabaları göstermişlerdir. Örneğin Fransa, uygulayageldiği öğretim programının tersine, hukuk öğrenimini kredili bir sistem olarak düzenlemiştir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yasal açıdan bağlayıcı bir örnek bir hukuk öğrenimi sistemi yoktur. Hukuk fakültesi öğrencilerinin öğrenimiyle ilgili standartları saptayıp tüzük ve yönetmelikleri çıkarmak yasama organının değil, hukuk fakültelerinin, mahkemelerin işidir. Hukuk mesleğinin ülke çapındaki tek örgütü olan Amerikan Barolar Birliği (ABA) bir örnekliği sağlamaya çalışır. Öyle ki Amerika Birleşik Devletleri Eğitim Bakanlığı, ABA’nın “Hukuk Fakültesi Öğretimi ve Baroya Girişler Bölümü”ne “hukuk fakültelerinin denkliği için ulusal düzeyde tanınmış kurum” statüsü vermiştir. ABA, hukuk fakültelerinin avukat olabilmek bakımından yeterliliğinin tanınması ve denkliğine ilişkin standartları, örneğin standart hukuk öğretimi programlarını ya da öğretimle ilgili standartları belirler. Bugün, ABA’ca onaylanmış bir hukuk fakültesinden mezuniyet, elli eyalet ile ABD yönetim bölgelerinin hepsinde baro sınavına girişin bir ön koşuludur. ABD’nde hukuk fakültesine giriş, hukuk fakültesine başlamadan önce herhangi bir başka yüksek öğrenim kurumunda üç ya da dört yıllık bir lisans eğitiminin başarıyla tamamlanmasını gerektirir. Hukuk fakültesine girebilmek için sadece üniversite ya da yüksek okul bitirme derecesinin yüksek olması değil aynı zamanda lise bitirme derecesinin de çok yüksek olması gerekir. Sonuç itibariyle hukuk fakültesi mezuniyeti, liseden sonra en az yedi yıl süren zorlu bir süreçtir. Böyle bir sürecin sonunda mezun olan Amerikan hukukçularının, “hukuk ve ekonomi”, “hukuk ve edebiyat” vb. alanlarda yetkin interdisipliner kuram ve uygulamaları yaratabilmelerine, Amerikan yargıçlarının bir davada onlarca sayfalık gerekçeler kaleme alabilmelerine şaşmamak gerek. Çeşitli üniversiteler arasındaki nitelik ve not sistemleri farklılıkları nedeniyle, Amerika’daki hukuk eğitiminin temel sorunlarından biri, hukuk fakültesine giriş için nesnel ölçütler bulmaktır. Bu nedenle hukuk fakültelerinin bir çoğu, adayın Hukuk Fakültesine Giriş Testi’’ni (LSAT) başarmasını zorunlu tutar. LSAT puanı ve daha önce bitirilen üniversite, yüksekokul ya da kolej derecesinin yüksek olması hukuk fakültelerine giriş sürecindeki etkenlerdir. LSAT sınavı beş bölümden oluşur. Bu bölümler şunlardır: a) Okuduğunu anlama b) Analitik akıl yürütme c) Mantıksal akıl yürütme d) Kompozisyon. Bu sınav, Hukuk Fakültesine Giriş Konseyi tarafından yılda dört kez yapılır. LSAT sınavını başaran öğrenciler, hukuk eğitimi görmeye hak kazanırlar. Eğitim üç yıl sürer. Üç yılın sonunda mezunlar Juris Doctor (JD) ünvanınına sahip olurlar. Amerikan hukuk fakültelerinde öğrenciler, hangi dersleri alacaklarına karar vermekte oldukça serbesttirler. Ancak bazı dersler zorunludur. Hukuk fakültelerinin çoğu bir yarı yılda doksan saat kredi alınmasını öngörür. Zorunlu dersler şunlardır: Sözleşmeler Hukuku, Haksız Fiiller Hukuku, Eşya Hukuku, Ceza Hukuku, Medeni Usul Hukuku ve Anayasa Hukuku. Delil hukuku, anonim şirketler hukuku ve vergi hukuku Amerikan Barolar Birliği tarafından yeterliliği onaylanmış hukuk fakültelerinin yarısından da azında zorunlu dersler olmalarına rağmen, gerek baro sınavı gerekse pratikte taşıdıkları önem açısından hukuk öğrencilerinin çoğu bu dersleri alır. II. Stajyer Avukatların Eğitim Süreci A. Federal Almanya’da Avukatlık Staj Eğitimi 1. Staja Başvuru Almanya’da, ülkemiz sisteminin aksine; avukatlık ile hakimlik ve savcılık stajı arasında bir ayrım yapılmamaktadır. Tüm stajyerler aynı staj eğitiminden geçerler. İkinci devlet sınavındaki başarı kriterlerine göre, hakim, savcı ya da avukat olmaya hak kazanırlar. Hakimlik mesleğini seçebilmek için ikinci devlet sınavından en az vollbefriedegend (ortalamanın çok üstünde bir başarı) almak gerekir. Staj süresi yirmi dört aydır. Hukuk fakültesinden mezun olan, yani birinci devlet sınavını başarmış olan adaylar, staj yapmak istedikleri eyaletteki yüksek mahkemeye staj başvurusu yaparlar. Bazı eyaletler ve bu eyaletlerdeki bazı kentler için kota vardır, örneğin Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’ndeki Köln, Baden Würtemberg Eyaleti’ndeki Freiburg kentleri gibi. Bu kentlerde staj yapabilmek için, çeşitli kriterler göz önünde tutulmaktadır. Bunların arasında, anılan şehirde yetişmiş olmak, ikametin anılan şehirde bulunması ya da anılan şehirde hukuk fakültesinde bilimsel bir görevin bulunması sayılabilir. Ancak tüm bu koşullar yerine getirilse bile, staja başlamak için oldukça uzun bekleme süreleri vardır (altı- dokuz ay). Staj eğitimi, Adalet Bakanlığı’na bağlı staj eğitim dairesinin gözetimindedir. 2. Genel Olarak Stajyer Avukatların Eğitim Süreci Federal Almanya’da avukatlık, hakimlik ve savcılık stajı arasında bir ayrım olmadığını yukarıda belirtmiştik. Bu ülkede, avukat, hakim ve savcı stajyerleri aynı eğitim sürecine tabidir. Eğitim süreci, medeni hukuk, ceza hukuku, idare hukuku ve on ay bir avukat yanında staj görmek ile seçmeli bölüm olmak üzere dört ana bölümden oluşur: Stajın eğitiminin medeni hukuk kısmı beş ay sürer. Bu süreçte stajyerlerin, atandıkları mahkemeye göre, sulh hukuk, asliye hukuk ya da ticaret mahkemelerindeki duruşmalara cüppe giyerek aktif biçimde katılması zorunludur. Her bir stajyerden, atandıkları mahkemede eğitici ve danışman niteliğindeki bir yargıç sorumludur. Bu eğitmen hakim, süreç sonunda stajyerlerin başarı durumunu puanlandırır. Stajın medeni hukuk kısmındaki eğitim süreci şu şekilde işler: Eğitmen hakim, görülmekte olan dava dosyaları arasından örneğin duruşması bir hafta içinde yapılacak bir tanesini seçerek replik, düplik ara karar ve karar yazması için stajyere verir. Bu bir hafta süre zarfında stajyerden, duruşması olacak olan davayla ilgili, tıpkı bir hakim gibi karar yazması beklenir. Böylelikle stajyer duruşmada dosyaya tamamen vakıf olacak, duruşmayı kolaylıkla takip edebilecektir. Stajyerin, dava dosyası ile ilgili karar yazması eğitmen hakim tarafından titizlikle değerlendirilir ve yapılan yanlışlar konusunda stajyerle yüzyüze tartışılır. Stajın medeni hukuk kısmında, her bir stajyer ortalama olarak, haftada iki duruşmaya katılır ve doğallıkla bu duruşmaların dava dosyalarını hazırlar. Bu beş aylık süre zarfında, haftada bir kez olarak bir ay süren ve avukatlık, hakimlik ya da savcılık mesleğinin teorik ve pratik temellerini oluşturmayı amaçlayan bir eğitim kursu da düzenlenir. Bu kurs, haftada bir kez olup, günde dört saattir. Bu dört saatte dosya sunumları ve seminerler yapılır ve stajyerler arasındaki jargonda avukatlık sınavı olarak da adlandırılan ikinci devlet sınavına yönelik deneme sınavları yazılır. |
![]() | ![]() | ||
![]() | ![]() | ||
![]() | ![]() | ||
![]() | «(Eý, Muhammet!) Biz sizden öň iberilen her bir pygambere: «Şübhesiz, Menden başga hiç-hili iläh ýokdur, bes, diňe Maňa ybadat ediň!»... |