|
Furkan MAHMAT![]() 2016 EŞYA HUKUKU
Eşya Hukuku, Medeni Hukukun kişilerin eşya (mallar) üzerinde doğrudan doğruya hakimiyetinden doğan meseleleri düzenleyen kısmıdır. Bu hakimiyet bir hakka dayanabileceği gibi, bunun hakka dayanmaması da mümkündür.
Hukuki anlamda eşya, üzerinde ferdi hakimiyet sağlanabilecek, iktisadi bir değer taşıyan, kişi dışı cismani varlıklardır. Unsurları:
İstisna:Bununla beraber kanun koyucu maddi varlığı olmayan bazı şeylere eşyaya ilişkin kuralların uygulanacağını kabul etmiştir. Tabii kuvvetlerin (elektrik, atom enerjisi) taşınır mülkiyet hakkının taşınır mülkiyet hakkının konusu olabileceği hükme bağlanmıştır. (TMK.md.762). ‘’Bağımsız ve sürekli hak’’ olarak adlandırılan bazı hakların taşınmaz eşya gibi ayni hak konusu yapılabileceği hükme bağlanmıştır. ( TMK.md.704).
Örnek: Oksijenin bir tüpte toplanması halinde, oksijen eşya niteliğine sahip olur.
Bir kere insan vücudu, bugün ki hukuk düzeninde bir ayni hak konusu değildir. Zira insanın kendi vücudu üzerindeki hakkı kişilik hakkıdır. Artık kölelik söz konusu olmadığı için başka bir insan üzerinde de ayni hak düşünülememektedir. Fakat insan vücudunun bir parçasının o vücuttan ayrılmalarından sonra, örnek olarak kesilen saçların, çektirilen dişlerin, kızılaya bağışlanan kan vs. eşya durumuna girdikleri prensip itibariyle ayrıldıkları kişinin mülkiyetine tabi olacakları çoğunlukla kabul edilmektedir. Eğer vücuttan ayrılan doku, kan veya sperm ve yumurta gibi maddeler hemen nakledilmeyip bir süre saklanacaksa bu durumda kişilik hukuku kurallarına ek olarak bünyesine uygun düştüğü oranda eşya hukuku kuralları da uygulanabilir. Cesedin durumuna gelince, çok tartışmalı olan bu konuda prensip itibariyle cesedin eşya sayılmayacağı kabul edilmektedir.
Ancak sınırlandırılmış maddi varlıklar eşyadır. Bu sınırlandırma, Taşınabilir eşyada çoğu zaman bunun maddi varlığıyla kendiliğinden mevcuttur: Vazo, At vs. Fakat sıvılarda ve gazlarda bunların sınırlarını içinde yer aldıkları madde tayin eder: bir teneke zeytinyağı, bir tüp oksijen gibi.
Not: Fikir ve sanat eserleri ve buluşlar, bugün bizim hukukumuzda eşya kavramı dışında kalmaktadır. Fakat fikir ve sanat eserini somutlaştıran maddi şeyler, örneğin bir tablonun, bir heykelin maddesi şüphesiz ki eşya niteliğine sahiptir. ÇIKMIŞ SORU KAMU İHALE KURUMU 2006 Aşağıdakilerden hangisi eşyadır?
CEVAP: B
Bu, eşyanın yerinin değişip değişmemesi yönünden yapılan bir ayrımdır. Özüne zarar vermeksiniz bir yerden başka bir yere taşınabilen eşya taşınır, taşınamayanlar taşınmazlardır. Yer değiştirmenin eşyanın kendi hareketi neticesi olması ya da bir başka güç sayesinde olması eşyanın taşınır sayılması bakımından bir fark yaratmaz. Fakat niteliği itibariyle taşınır olan GEMİ, İcra ve İflas Kanunu tarafından taşınmaz sayılmıştır. Ancak biz medeni hukuk açısından gemileri taşınır olarak kabul edeceğiz. 1
Basit (yalın) Eşya: Hariçten hiçbir şey eklenmeksizin tek başına var olan yekpare eşyadır. Basit eşya tabiat tarafından yaratılmış olabileceği gibi ( örn; at, elmas ) yapay olarak meydana getirilmiş de olabilir ( örn; cam bardak ). ÇIKMIŞ SORU ATOM ENERJİSİ KURUMU 2015 Hariçten bir şey katmaksızın tek parçadan oluşan eşya türü aşağıdakilerden hangisidir?
CEVAP: A Birleşik ( mürekkep ) Eşya, birden çok basit eşyanın birbirinden ayrılmaz şekilde birleşmesinden meydana gelerek ayrı varlık teşkil eden eşyadır. Örnek olarak bir kitap, bir radyo, bir ampul.Birleşik eşyayı meydana getiren her bir basit eşyaya o şeyin bütünleyici parçaları denir. Bunlar bağımsızlıklarını ve bağımsız varlıklarını kaybetmişlerdir. Hukuk nazarında eşya olma niteliği sadece birleşmenin ortaya çıkardığı birleşik eşyaya aittir. Bu sebepledir ki taşınır eşya bir taşınmaz ile birleşerek bütünleyici parça haline gelince, artık bağımsızlığını ve ayrı eşya olma özelliğini kaybeder ve taşınmazın mukadderatına tabi olur. Bütünleyici parça olduğu için bağımsızlığını kaybeden bir yalın eşya birleşik eşyadan koptuğu taktirde tekrar bağımsızlık kazanır. ÇIKMIŞ SORU ADLİ HAKİMLİK 2011 Aşağıdakilerden hangisi bielşik eşya niteliği taşımaz?
CEVAP: C Eşya Birliği bağımsızlıklarını kaybetmeksizin ortak bir amaç için bir araya getirilmiş olan ve ekonomik bir bütünlük arz eden birden çok eşyanın meydana getirdiği eşya topluluğuna birlikte eşya veya eşya birliği denir.Eşya birliğinde yer alan her bir eşya birbirine karşı eşit önemdedir. Bunların her biri tamamlayıcı eşya durumdadır. Örneğin, bir çift koşum atı, bir çift kundura, bir pul koleksiyonu gibi… Şayet ekonomik bir bütün teşkil eden şeylerden biri asıl fonksiyona sahip olup da diğerleri buna tabi kılınmışsa ‘asıl eşya ve eklentiden’ bahsedilir. Örneğin, gözlük ve kabı, ayakkabı ve bağı gibi Eşya birliği, her biri eşya vasfını taşıyan varlıkların bir arada bulunması olduğundan, her biri eşya vasfını taşımayan varlıkların meydana getirdiği topluluk birlikte eşya değil ‘bir miktar eşya’ teşkil eder. Örneğin, bir çuval buğday, bir kilo pirinç vs. Gerek tamamlayıcı eşya durumunda, gerek asıl eşya ve eklenti durumunda, her bir şey diğerinden bağımsız bir varlık taşıdığı için ayrı ayrı hak konusudur. Fakat eklenti durumunda eklenti üzerindeki hakkın aslın mukadderatına tabi olması kabul edilmiştir ( MK.md.686, 862). Örneğin birbirinin tamamlayıcısı olan bir çift koşum atı satıldığında, her biri üzerinden mülkiyetin ayrı ayrı devri gerekir. Fakat asıl eşya olan Ayakkabı ve onun eklentisi olan bağı satıldığında Ayakkabı bağı, asıl eşya olan ayakkabının mukadderatına tabidir. Yani bunların ayrı ayrı devri gerekmez.
Misli Eşya: Alış verişte prensip itibariyle sayma veya tartma veya ölçme ile belirlenebilen eşyadır. Bu mallarda bir malın yerini aynı cinsten bir diğeri alabilir. Örneğin, para, buğday, zeytin yağı vs. Gayri Misli Eşya: Alış verişte sayı, tartı ve ölçü ile değil, ferden tayin edilmesi gereken eşyadır. Örneğin, Taşınmaz, tablo, elbise gibi. Not: Gayri misli eşya tek başına mülkiyet hakkının konusunu oluşturur. Misli eşya ise yığın halinde mülkiyetinin konusunun teşkil eder.
Tüketime Tabi Eşya:Yararlanılabilmesi ve kullanılabilmesi için tüketilmesi gereken eşyalardır. Örneğin; yiyecek ve yakacak maddeleri vs.Kendisinden amaç itibariyle mübadele için elden çıkarmakla yararlanılabilen eşyada tüketime tabi olan eşyadır. Para bu tarz eşyanın klasik örneğidir. Fakat bir kitapçının satmak üzere bulundurduğu kitaplar, bu zaman içinde tüketime tabi eşyadır. Fakat satın alan kimse için kitap, artık bu vasfı taşımaz ve tüketileme tabi olmayan eşya olur. Tüketime Tabi Olmayan Eşya: Yararlanılabilmesi ve kullanılabilmesi için tüketilmesi gerekmeyen, bir süre kullanılmak suretiyle kendisinden yararlanılan eşyadır. Örneğin; Elbise, mobilya, otomobil vs. Not: Eşyanın tüketime tabi olup olmadığı aslında eşyanın özgülendiği amaç ile ilgilidir. Ayrıca, eşyanın bu ayrımı ayni haklar bakımından intifa hakkında önem arz eder.
Bölünebilen Eşya: Eşyanın değerinde önemli bir azalma olmaksızın aynı nitelikte birden çok parçaya ayrılabilir olmasını ifade eder. Örneğin Kumaş, sıvılar, arazi vs. Bölünemeyen Eşya, aynı nitelikte birden çok parçaya ayrılamayan eşyaya denir. Örnek olarak bir at canlı hayvan, bir radyo bölünemez eşyadır. Bölünebilir olma olmama eşya hukukunda paylı mülkiyetin sona erdirilmesi yönünden önem taşır ( MK.m.699 ).
Sahipli Eşya: Fiilen bir mülkiyete tabi bulunan eşya sahipli eşyadır. Sahipsiz Eşya: Özel mülkiyete konu olabilen fakat henüz üzerinde hiçbir mülkiyet kurulmamış olan eşya ( av hayvanları, kır çiçekleri vs. ) ile evvelce bir mülkiyete tabiyken malikin kendi arzusu ile bu mülkiyetten feragat ettiği eşya ( terk edilen eşya ) sahipsiz eşyadır.Buna karşılık Malikin arzusu dışında elinden çıkan eşya üzerindeki mülkiyeti, eşyanın kaybı ile sona ermez ve eşya sahipsiz olmaz.Fakat av hayvanları ve ehilleştirilmiş hayvanlar bakımından Medeni Kanunda buna istisna tanınmıştır. MK.md.768’e göre tutulan bir av kaçtıktan sonra sahibi tekrar tutmak için hemen aramaya koyulmazsa o hayvan sahipsiz olur. Ehilleştirilen bir hayvan tekrar kesin olarak vahşileşirse sahipsiz olur. Sahipli – sahipsiz eşya ayrımı özellikle mülkiyet hakkının kazanılması bakımından önem taşır. Sahipli eşyada mülkiyetin kazanılması prensip itibariyle ancak devir yolu ile mümkün iken, sahipsiz eşyada mülkiyet aslen kazanma yolu ile kurulur.
Kamu malları ( amme emlaki ), özel mülkiyete konu olamaz. Kamu mallarının incelenmesi idare hukukunun konusuna girer ve uyuşmazlıklar idari yargıda çözülür. Ancak burada kısaca değinecek olursak kamu malları üçe ayrılır.
ÇIKMIŞ SORU 2007 MİLLİ EMLAK Arazi kanunundaki, arazi-î mevat bugünkü hukukumuzda aşağıdaki arazi çeşitlerinden hangisi ile tanımlanmaktır?
CEVAP: C
Zilyetlik, buna konu teşkil edecek eşya üzerinde iradi şekilde hakimiyetin ele geçirilmesi ile doğan ve bu hakimiyetin iradi olarak terkine veya başkası tarafından gasbına veya başka sebeplerle sona ermesine kadar devam eden hukuki bir durumdur. Bir şeyin zilyetliğine sahip olabilmek için kanun koyucu çoğu zaman iki unsuru bir arada aramıştır. Bunlar eşyaya fiili hakimiyet ve zilyetlik iradesidir.
Fiili hakimiyetten söz edebilmek için, zilyetliğin az veya çok, belirli bir ölçüde devamlılık taşıması gerekir. Bu hakimiyet çok kısa bir süre için söz konusu olmuşsa, zilyetlikten söz edilmez. Zilyet’in eşyayı, kendi fiili hakimiyetini tanıyan bir başkasına bırakması halinde, o kişi vasıtasıyla, eşya üzerindeki fiili hakimiyeti devam ediyor kabul edilir.
Kural olarak bir eşya üzerinde zilyetlikten söz edebilmek için kişinin eşyaya zilyet olma iradesinin varlığı aranır. İrade gerçek veya farazi olabilir. Zilyet iradesi bir kere doğduktan sonra, kişinin bilinçli olarak bu iradeyi devam ettirmesi aranmaz. Kişinin zilyet iradesinin devam ettiği farz olunur. Hal ve davranıştan kişinin hakimiyet alanı içine konan şeylere ilişkin olarak zilyetlik iradesinin varlığı sonucu çıkarılabilir. Zilyetlik iradesinden bahsedebilmek için kişinin ayırt etme gücüne sahip olması yeterlidir. NOT:Fiili hakimiyetin geçici sebeplerle kullanılmaması veya kullanma iradesinin ortadan kalkması zilyetliği sona erdirmez.
Zilyetlik hukuken eşya vasfını taşıyan cismani varlıklar üzerinde cereyan eder. Buna karşılık, hukuken eşya vasfını taşımayan varlıklar üzerinde dolayısıyla insan vücudu üzerinde zilyetlik söz konusu olmaz. Keza cismani varlığı olmayan haklar üzerinde zilyetlikten bahsedilemez. Ancak üzerinde fiili hakimiyet tesis edilebilecek eşyada zilyetlik söz konusu olabilir. Kamu malları üzerinde Devletin veya diğer kamu tüzel kişilerinin kudreti, özel hukukun zilyetlik müessesesi ile ilgili değildir. Kişilerin bu mallardan yararlanmaları da özel hukukun zilyetliğine dayanmaz. Park, yol, meydan ve benzerleri üzerinde kişilerin özel hakimiyet tesisine izin verilmez. Şu halde kısaca, ancak özel mülkiyete tabi olabilen eşya üzerinde zilyetlik söz konusu olabilir. Zilyetlik gerek taşınır mallarda gerek taşınmaz mallarda söz konusu olursa da taşınmaz mallarda tapu sicilinde yazılı ayni hakların himayesi bakımından sicil kaydı zilyetliğin yerini tutar (MK. md. 992). Fakat zilyetliğin fiili koruma ile ilgili hükümlerinden taşınmaz malları fiilen tasarruf edenler yararlanır
|