1 1/10/2011 tarihi itibariyle 6100 sayılı Kanun ile YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir


sayfa6/10
d.ogren-sen.com > Ekonomi > Evraklar
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

Madde 285 - Ehlivukufun ücreti hakim tarafından takdir olunur.

Madde 286 - Ehlivukufun rey ve mütalaaları hakimi takyit etmez.

Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunun maddi olgu ve fiili gerçeklerle bağdaşmadığı yönünde kuvvetli emare ve şüphelerin bulunduğu kanaatine ulaşıldığı takdirde, bu bilirkişiler hakkında diğer kanunlardaki hukuki ve cezai sorumluluklar saklı kalmak şartıyla 19/04/1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının tasdikli bir örneği yetkili Cumhuriyet savcılığına gönderilir. (Ek fıkra: 12/12/2003 - 5020 S.K./1. md.)

DÖRDÜNCÜ KISIM :SENET

1 - UMUMİ HÜKÜMLER

Madde 287 - Kanunun muayyen bir delil ile ispatını emreylediği hususlar başka suretle ispat olunamaz. İki tarafça muayyen deliller ile ispatı tahriren kabul edilmiş olan veya muhakeme esnasında olveçhile beyinlerinde karar verildiği ikrar olunan maddeler hakkında başka delil kabul olunmaz.

Madde 288 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/20 md.) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri onmilyon lirayı geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.

Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple onmilyon liradan aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.

Madde 289 - (Değişik madde: 30/04/1973 - 1711/1 md.) 288 inci madde uyarınca senetle ıspatı gereken hususlarda yukardaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakatı halinde tanık dinlenebilir.

Madde 290 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/21 md.) Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler onmilyon liradan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.

Madde 291 - (Mülga madde: 29/06/1956 - 6763/47 md.)

Madde 292 - Senetle ispatı lazımgelen hususlarda tahriri bir mukaddimei beyyine mevcut olursa şahit istimaı caizdir.

Mukaddimei beyyine müddeabihin tamamen sübutuna kafi olmamakla beraber bunun vukuuna delalet eden ve aleyhine ibraz edilmiş olan taraf canibinden verilen evrak ve vesaiktir.

Madde 293 - Aşağıdaki hallerde her halde şahit ikame olunabilir:

1 - Usul ve füru, birader ve hemşire veya karı koca ve kayınpeder ve valide ile damat ve gelin arasındaki muameleler,

2 - Cürümden mütevellit olsun olmasın tazminatı müstelzim fiiller,

3 - Yangın veya kazayı bahri veyahut düşman istilası gibi senet alınması gayrimümkün veya fevkalade müşkül hallerde yapılan muameleler.

4 - Halin icabına ve iki tarafın vaziyetlerine nazaran senede raptı müteamil olmıyan muameleler,

5 - Akitlerde hata, hile, gabin, cebir ve ikrah vukuu.

Madde 294 - Nagehani bir hadise veya mücbir bir sebep ile senedin sahibi yedinde veyahut her ne suretle olursa olsun alelüsul tevdi olunan resmi memur nezdinde zayi olduğu hakkında kanaatbahş delil ve emareler mevcut olduğu takdirde şahadetle dava ispat olunabilir.

Madde 295 - Mahkeme ilamlariyle katibiadillerce re 'sen tanzim olunan senetler sahteli ği ve salahiyattar memurların salahiyetleri dahilinde usulüne tevfikan tanzim veya tasdik ettikleri vesikalar hilafı ispat olununcaya kadar delili kati teşkil eder.

Şu kadar ki mahkeme işbu evrak hakkında şüpheyi davet eden haller görürse bunları tanzim ve tasdik eden daireden izahat itasını istiyebilir.

Madde 296 - Ecnebi memlekette usulüne tevfikan salahiyettar memurları tarafından tanzim veya tasdik kılınmış olan senetlerin mahallinde mer 'i kanunlara mutab ık olduğu mahalli Türkiye şehbenderi veya Türk siyasi memurları tarafından tasdik kılınmış ise resmi senet hüküm ve kuvvetinde addolunur. Bu suretle tasdik kılınmamış senetlerin delil teşkil edip etmiyeceği mahkemece takdir olunur. Mahkeme huzurunda ikrar olunan senetler resmi hükmündedir.

Madde 297 - Mühür veya bir alet vasıtasiyle vazolunan imza veya cüzdan ile muamele icrasını itiyat etmiş olan müesseselerde muamelenin iptidasında tayin olunup bir sureti hesap defterine veya cüzdana mevzu bulunan mühür veya imza ile yapılacak muamele muteberdir. Bundan başka imza vaz ' ına muktedir olamıyan veya yazı bilmiyen şahsın heyeti ihtiyariye ve mahallince maruf iki şahıs tarafından tasdik edilmiş ve el ile yapılmış bir işaret veya mühür istimal etmesi caizdir.

Madde 298 - Senette mevcut bulunan çıkıntı ve kezalik senedin metninde veya hamişindeki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde keenlemyekündur.

Yalnız bu kabil çıkıntı, hak ve silinti mahkemece senedin sıhhat veya manasına müessir olacak mahiyette görülürse senet kısmen veya tamamen hükümsüz addolunabilir.

Madde 299 - İmzası ikrar veya mahkemece onun olduğuna hükmolunan gayri resmi senet tarihi imza eden ile mirasçıları hakkında muteber olup üçüncü kimseler haklarında hüküm ifade etmez.

Bir senedin kendisine ibraz olunduğu, katibiadil veya salahiyettar memur tarafından alelüsul tasdik edilmiş ise ibraz tarihi veyahut imza edenlerden birinin vefatı tarihi veya imza etmesine imkanı maddiyi selbeden bir hadisenin vukuu tarihi veyahut ol senedin bir muamelei resmiyeye esas ittihaz kılındığı tarih üçüncü şahıslar hakkında da muteber addolunur. Bu nevi senetlerde bahsolunan sair senetlerin tarihleri üçüncü şahıslar hakkında ancak son senet tarihinin musaddak addolunduğu tarihten itibar olunur.

Madde 300 - İbra ve kabzı mutazammın senedatı gayri resmiye ile tüccarın muamelatı ticariyelerinden dolayı verdikleri senetlerin tarihi evvelki madde veçhile tahakkuk ettirilmese bile üçüncü şahıslara karşı muteber addolunur. Şu kadar ki hilafı ispat olunabilir.

Madde 301 - Kısmen veya tamamen kabzı mutazammın olarak senet zirine veya zahrına alacaklı tarafından bizzat yazılan veya başkası tarafından yazılıp da altında alacaklının imzası bulunan ibareler muteberdir.

Madde 302 - Telgrafnameler keşide için telgrafhaneye verilen asıllarına mutabakatı ihtilaflı olmadıkça delil teşkil eder. İhtilaf halinde sahibi tarafından yazılmış veyahut imza edilmiş olan aslına itibar olunur.

Madde 303 - Defatiri ticariyede münderiç kayıtların hüküm ve kuvvetleri Ticaret Kanunu ahkamına tabidir.

Madde 304 - Bir kimsenin hususi evrak veya defterine bir hakkın istifa veya ibrasını mutazammın yazdığı kayıtlarla yedindeki eşya üzerine yazıp münderecatından senet makamına ikame eylediği anlaşılan kuyudat ve taahüdat o kimse makamına kaim olanlar aleyhine delil teşkil eder.

Madde 305 - Nüfus kuyudatı esasiyesinin zıyaı ve suveri musaddakasının fıkdanı halinde doğum, ölüm, evlenme vukuatı tarihleri, müteveffa baba veya ananın evrak ve defatiri hususiyesindeki yazılarla ispat olunabileceği gibi baba ve anası meçhul olarak sicili nüfusa mukayyet bulunanlarda bu kabil evrak ile baba ve analarına nispetlerini ispat edebilirler.

Madde 306 - Mahkemece muayyen bir hususun ispatına karar verildikten sonra o husus hakkında üçüncü şahıs veya memuru resmi nezdinde diğer bir delil bulunduğundan bahisle ibrazı için mühlet talep olunursa davayı uzatmak maksadiyle veya ihmali fahiş neticesi olarak vaktiyle dermeyan olunmadığına hakim kani olur ve hasım dahi talep ederse beyan olunan delilin ademi tetkik ve istimaına karar verebilir.

Madde 307 - Delili ibraz eden taraf hasmın muvafakati olmadıkça ana istinatten sarfınazar edemez.

Madde 308 - Davanın esnayı tahkikında bir taraf kendisine nispet olunan senette muharrer yazı ve imzayı inkar veya tanımadığını beyan ederse iki tarafın ifadatı ve olbapta serdolunan deliller üzerine hakim kafi derece kanaat hasıl eylediği takdirde senedi kabul veya hükümden ıskat ederek esas hakkında karar verir. Kanaat hasıl olmazsa hakim iki tarafın tayin olunacak günde bizzat ispati vücut etmelerine karar verir. Her iki taraf muayyen günde mütekabilen senet hakkında izahat ita ve medarı tatbik olacak evrakı irae ve tayin ve yazı ve imzanın mevsukiyetini ne şekilde ve ne vasıta ile ispat edebileceklerini beyan ederler.

Madde 309 - Muayyen günde hakim iki tarafı isticvap ve ledelhace senedi imza ettiği iddia olunan şahsı istiktap eder. Hakim iki tarafın ita ettikleri izahattan ve ibraz ve irae ettikleri delillerden veya imza kendisine isnat olunan şahsın istiktabından senedin vüsuk ve ademi vüsuku hakkında istihsali kanaat edemediği surette ehlihibre vasıtasiyle senedin imzasının tahkikına veyahut yazıldığını görenlerin istimaına veya senedin münkiri tarafından yazıldığına sureti katiyede delalet eden vakayiin şuhut ile ispatına karar verir.

Ehlihibre vasıtasiyle tahkikata karar verildiği takdirde medarı tatbik olacak yazı ve ehlihibrenin tahkikatı icra edeceği gün hakim tarafından tayin olunur.

Mahkeme bu bapta ancak iki tarafın ittifak ettikleri her nevi evrak ile senedatı resmiyeden olan ve bir kimse tarafından hasbelmemuriye veya mahkeme huzurunda tahrir veya imza edilen evrakı tatbika esas addedebilir.

Tatbika esas ittihaz olunabilecek evrak olmadığı veyahut olup da derecei kifayede bulunmadığı takdirde ehlihibre tarafından terkip olunacak ibarelerle münkir olan kimseye yazı yazdırılarak tatbikat icra olunur.

Madde 310 - Münazaalı olan senedin ziri ve senedin halini mübeyyin tanzim olunacak zabıt varakası iki taraf ve katip tarafından imza olunarak mahkeme kaleminde hıfzolunur.

Madde 311 - Bir memurun hasbelmemuriye yedinde bulunup tatbika esas olmak üzere mahkeme kalemine teslim olunması iktiza eden senedin sureti evvelemirde o memur tarafından istinsah olunarak ikametgahı veya teslim edilecek mahallin mahkemesi reisine tasdik ettirildikten sonra aslı teslim olunur.

İşbu suret asıl makamında olmak üzere memuru tarafından hıfzolunur ve asıl hüküm ve kuvvetindedir. Sureti istinsah ve tasdik ettirilmeksizin mahkeme kalemine teslim edilmiş olan senedin sureti mahkeme başkatibi tarafından istinsah ve reis tarafından tasdik edilerek alakadarlara verilebilir.

Madde 312 - Resmi memurun veya üçüncü şahsın senedi teslim veya ibraz edebilmeleri için zaruri masrafları ile senedin sureti harcı tahkikat icrasını talep eden kimse tarafından verilir.

MADDE 313-(08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı R.G. – 5728 s.k. ile değişik) Hâkim, senedin münkire aidiyetine karar verdiği takdirde münkiri talep vukuunda davanın teahhuru sebebiyle diğer tarafın maruz kaldığı zararı tazmine mahkûm eder.

Madde 314 - Resmi ve gayrı resmi her nevi senedatın sahteliğini iddia eden kimse asıl davayı rüyet eden mahkemede bu iddiasını gerek davayı asliye ve gerek davayı hadise suretiyle ikame edebilir. Usulüne tevfikan icra kılınan tetkikat neticesinde senedin sahte olmadığına dair mahkemeden sadır olan karar kesbi katiyet ettikten sonra iş bu senet hakkında mahakimi cezaiyede dahi sahtelik iddiası mesmu olmaz.

Madde 315 - Mahkemece sahtelik sebebiyle iptal edilen senet hakkında ciheti cezaiyece ademi mesuliyet ve beraete dair verilecek karar hukuk mahkemesince senedin iptali hakkındaki karara haizi tesir değildir.

Madde 316 - Sahtelik iddiasının, arzuhal ile beyan ve bunun bir suretinin derhal hasma tebliğ olunması lazımdır.

Madde 317 - Sahtelik iddiası 308 inci madde ile mevaddı mütaakıbesi ahkamına tevfikan tetkik olunur. Sahteliği iddia kılınan senedin ehlihibre marifetiyle tetkik ve tatbikına ve vakayi ve hadisattan haberdar olanların istimaına karar verildiği takdirde bu kabil senedat, neticei hükme kadar bir güna muameleye esas ittihaz kılınmaz. Ancak bu senede müsteniden evvelce ittihaz edilen ihtiyati tedbirlere de halel gelmez ve ledelhace senet sahibi hukukunun muhafazası zımnında sair ihtiyati tedbirlere de tevessül edebilir.

Madde 318 - Bir senedin sahte olduğuna dair sadir olan karar katiyet kesbettikten sonra hükmü veren mahkeme reisi tarafından zirine hükmün hulasası yazılarak senet iptal olunur. Bir mevkii resmiden tanzim ve tasdik kılınmış olan senedin kaydı aslisi de bu suretle iptal edilir.

MADDE 319-(08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı R.G. – 5728 s.k. ile değişik) Mahkemece sahtelik iddiasının reddi hâlinde talep vukuunda diğer tarafın maddi ve manevi zararları  mahkemece takdir edilerek tazminine hükmolunur.

MADDE 320-(08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı R.G. – 5728 s.k. ile değişik) Sahtelik iddiasından feragat olunabilir ise de feragatı vakıayı kabul edip etmemekte mahkeme muhtardır. Mahkeme feragatı kabul ettiği takdirde 319 uncu madde hükmü uyarınca talep vukuunda diğer tarafın maddi ve manevi zararları mahkemece takdir edilerek tazminine hükmolunur.

Madde 321 - İbraz olunan senet, suret olursa davanın her halinde re 'sen veya iki taraftan biri canibinden senedin asl ının ibrazı talep olunabilir.Bu takdirde zayi veya telef olmamış ise senedin aslını ibraz mecburidir.

Madde 322 - Senedin aslını muhafaza eden taraf veya katibiadiller veyahut sair memurlar, tahkikat hakiminin kararına tevfikan bunları mahkemeye ibraz etmeğe mecburdurlar.

Tahkikat hakimi ibraz olunan senedin davanın esnayı cereyanında hıfzı için icabeden tedbirleri ittihaz veya lüzumunda yeniden verilmek üzere ibraz edene iadesini tensip edebilir.

Madde 323 - Tahkikat hakimi ibraz ve iraesi müşkül olan vesikaları, mahallinde bizzat veya tayin edeceği ehlihibre vasıtasiyle tetkik ve suretlerini asıllariyle tatbik eder.

Asılların halini tesbit için iki taraf huzurunda davet üzerine gelmedikleri halde gıyaplarında yapılan muamele hakkında bir zabıt varakası tanzim olunur. Vesikanın fotoğrafı da alınabilir.

Vesika mahkemenin dairei kazası haricinde bulunursa salahiyettar olan mahkemenin niyabetiyle lazımgelen tetkikat icra olunur.

Madde 324 - Resmi bir dairede bulunmasından naşi vesikanın aslını iraeden aciz olan taraf onun celbedilmesini talep edebilir.

Madde 325 - Ecnebi lisanla yazılmış olan vesikayı ibraz eden taraf tercümesini de raptetmeye mecburdur.

Hakim veya diğer taraf mübrez tercümeyi kabule şayan görmezse resmen tercüme ettirilmesi emrolunabilir.

2 - SENEDATIN İBRAZI MECBURİYETİ

Madde 326 - Kanunu Medeni ve Ticaret Kanunu mucibince bir kimse, yedinde bulunan vesikayı ibraza mecbur olduğu gibi aşağıda yazılan vesikaları da ibraz ile mükelleftir:

1 - Mahkemeye verilen evrakta istinat olunan senetler,

2 - Bir tarafın diğer taraftan davaya müteaallik aldığı mektup ve telgraflar,

3 - İki taraf için müşterek olan muamele ve menfaatlere mütaallik tanzim olunan vesikalar.

4 - İki tarafın müstakillen veya müştereken malik olduğu vesikalar,

Madde 327 - Talep vukuunda hesap defterlerinin musaddak parçalarını ibraz mecburidir.

Madde 328 - Yukarki maddede zikrolunan musaddak hesap defterleri parçalarının aslına mutabık olduğunu tayin için icap eden defterlerin veyahut parçası ibraz olunan asıl defter halinin tesbit edilmesine ve asılların fotoğrafilerinin çıkarılmasına karar verilebilir.

Madde 329 - Vesikanın veya hesap defterinin muayyen parçalarının ibrazını talep eden taraf mümkün olduğu kadar işbu vesikalar münderecatını esbabı sübutiyesini beyan ettiği esnada tahriren tasrih ve tayin etmiş olması lazımdır.

Madde 330 - İbrazı istenilen vesika ile ispat edilmek istenilen hususun davanın sübutuna medar olacağına mahkemece kanaat hasıl olduğu ve hasım da işbu vesikanın yedinde olduğunu ikrar veya tahriren sebkeden talebe karşı sükut ettiği takdirde mahkeme vesikanın ibrazını emreder.

Madde 331 - Vesikanın yedinde olduğunu inkar eden tarafa hasmının talebiyle böyle bir vesikaya vazıülyed bulunmadığına ve itina ile aradığı halde bulamadığına ve hasmının istimaline imkan vermemek kasdiyle izaa veya imha veyahut ihfa etmediğine ve senedin nerede ve kimin yedinde olduğundan malümatı bulunmadığına dair yemin teklif olunur. Mahkeme davanın haliyle şekli yemini tevfik edebilmek için ledelhace yemin suretini tadil edebilir.

Madde 332 - Vesikayı ibraz veya yemin etmesine karar verilen taraf kararda tayin olunan müddet zarfında vesikayı ibraz etmez ve ademi ibrazı mazereti sahihaya müstenit olduğunu ispat edemez veya teklif olunan yemini kabul ve icra etmezse mahkeme ibraz veya yemin edilmemek hususundaki maksadı nazara alarak diğer tarafın senet münderecatı hakkındaki beyanatını kabul edebilir.

Madde 333 - 326 ncı maddenin 2, 3, 4 üncü fıkralarında beyan olunan vesikalar üçüncü şahıs yedinde ise onlar tarafından ibraz olunmasına karar verilir.

Madde 334 - Üçüncü şahsın yedinde bulunan vesikanın ibrazını talep eden kimsenin delaili sübütiyesini beyan ettiği sırada işbu vesikalar münderecatını tayin ve tasrih etmesi lazımdır.

Talebi kabul olunursa hakim üçüncü şahsa istenilen vesikayı ibraz etmesini emreder.

Madde 335 - Her şahıs yedinde bulunan evrakı ibraz veya nerede bulunduğunu beyan etmek üzere şahit sıfatiyle mahkemeye celp olunabilir.

Madde 336 - Kanunen şahadetten imtinaa hakkı yoksa üçüncü şahıs, hakimin kararına itaate mecburdur. İtaat etmezse şahitler hakkındaki ahkam tatbik olunabilir.

BEŞİNCİ KISIM: YEMİN

1 - UMUMİ HÜKÜMLER

Madde 337 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/13 md.)

Yemin için çağırılacak kimseye, geçerli bir özürü olmaksızın yemin için tayin olunan günde gelmediği takdirde yeminden kaçınmış ve yemin edeceği vakıaların sabit olmuş sayılacağına karar verileceği, çıkarılacak davetiyede yazılmak suretiyle bildirilir. Tayin edilen günde o kimse gelmezse yeminden kaçınmış ve yemin edeceği vakıaların da sabit olmuş sayılmasına karar verilir. Yemin davetiyesine yemine konu hususlar açıkça yazılır.

Madde 338 - Yemin edecek kimsenin yeminden evvel vefatı veye ehliyetin münselip olması halinde yemin teklifinden evvelki vaziyet avdet eder.

Madde 339 - Gerek iki taraftan birinin talebiyle ve gerek res 'en teklif olunan yemin mahkeme huzurunda alenen icra olunur. Tahkikat hakimi sorulacak suali okuyup hal ve vaziyetin ehemmiyeti ve yalan yere yeminin neticeleri hakk ında yemini edecek kimsenin nazarı dikkatini celbeder. Sonra “size sorulan sualler hakk ında hakikata muvafık cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamıyacağınıza Allahınız ve namusunuz üzerine yemin eder misiniz ” ve o kimse de “Allah ım ve namusum üzerine yemin ediyorum ” der.

Madde 340 - Hakim, yemin eden kimsenin ifadesini dinleyip aynen zapta geçirdikten ve alenen okuduktan sonra bu ifadesinde sebat edip etmediğini sorar.

Madde 341 - Hakim, tamam veya vazıh olmayan noktaları itmam ve izah için lazım gördüğü sualleri yemin eden kimseye sorabilir. Bunun haricinde yeni bir sual soramaz.

Madde 342 - Yemin edecek kimse malüliyet veya hastalık sebebiyle mahkemeye gelmeğe müktedir değilse hakim diğer taraf ve mahkeme katibi hazır olduğu halde ikametgahında o kimseyi tahlif eder.

Madde 343 - Mahkemenin dairei kazası haricinde ikamet eden kimse yemin için o mahkemeye gelmek mecburiyetinde değildir. Bulunduğu mahal mahkemesinde veya ecnebi memleketinde ise mahallinin usulüne tevfikan o memleketin salahiyettar memuru huzurunda yemin etmesini talep edebilir.

2 - KATİ YEMİN

Madde 344 - Kati yemin, bir kimsenin esas davasının halline müessir olan bir fiilin ispatı için diğerine teklif ettiği yemindir.

Madde 345 - Kati yemin bir kimseye ancak zatinden sadir olan fiili hakkında teklif olunur. Bir kimsenin bir şeyi bilmesi zatinden sadır olan fiil nev 'inden addolunur.

Madde 346 - Bir muamelenin sıhhat ve tamamiyeti için iki tarafın muvafakatları kanunen kafi görülmiyen hallerde yemin teklif olunamaz.

Madde 347 - Kendisine yemin teklif olunan kimse, yemin etmez veya yemini hasma reddeylemezse yeminin mevzuunu teşkil etmiş olan meseleyi ikrar etmiş addolunur.

Kendisine yemin reddolunan kimsenin yeminden imtinaı dahi ikrar addolunur.

Madde 348 - Yemin teklif olunan fiil iki taraftan birinin zatinden sadır olmamış ise yemin reddolunamaz.

Madde 349 - Teklif olunan yemin eda edildikten sonra diğer tarafın, yeminin yalan yere olduğu hakkındaki davası esas davanın tehirini istilzam etmez.

Madde 350 - Yemin teklif olunan kimse yemini edaya hazır olduğunu beyan ettikten sonra diğer taraf teklifinden sarfınazar ile başka delil ikame edemez.

Madde 351 - Yemin, ancak icra eden ve teklif edilen kimsenin ve mirasçılarının leh ve aleyhlerinde delil teşkil eder diğerleri için delil teşkil edemez.

Madde 352 - Yemin, Ancak, yemin edecek kimsenin namus ve haysiyetine müessir veya müstelzimi ceza olan mesailden başka fiiller hakkında verdirilir. İşbu kaide yeminin reddi halinde de caridir.

Madde 353 - Yemin, iki tarafın zatlarına karşı teklif veya reddolunabilir ve her halde bunlar tarafından eda olunur. İki taraftan biri mahcur veya on sekiz yaşından aşağı ise yemin veli veya kanuni mümessiline teklif veya reddolunabilir.

Madde 354 - Davasını ispat için yemin teklifinden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf dahi yemin teklif edebilir.

Şu kadar ki işbu deliller kabule şayan görüldüğü veya bu delillerin serd ve istimali mümkün olduğu takdirde yemin teklif olunamaz.

3 - RESEN TEKLİF OLUNAN YEMİN

Madde 355 - Mahkeme vereceği karar veya hükmü iki taraftan birinin yemin etmesine talik edebilir.

Madde 356 - Mahkeme ancak aşağıdaki iki şartın tahakkuku halinde re 'sen yemin teklif edebilir:

1 - İddia olunan hususun kati deliller ile ispat edilmemiş olması.

2 - İddia olunan hususu ispat için irae olunan delillerin hüküm verilecek derecede kanaat hasıl etmemesi.

Madde 357 - İddia olunan şeyin kıymetini tayin ve ispat mümkün oldukça kıymet hakkında yemin teklif olunamaz.

Madde 358 - On sekiz yaşından aşağı olanlar ile mahcurların fiilleri hakkında re 'sen yemin veli veya kanuni mümesillerine teklif olunabilir.Veli ve mümesiller mütaaddit ise mahkeme yemin edecek mümessili tayin eder.

Madde 359 - Re 'sen yemin ancak muhakemenin hitam ında teklif olunabilir.

Madde 360 - Sorulacak şeyler hüküm verecek mahkeme tarafından tertip ve tahrir olunup reis tarafından okunur.

Madde 361 - Mahkeme yemini tahkikat veya sulh hakimi huzurunda da icra ettirebilir.

Madde 362 - Mahkeme kanaatini teyit için iki taraftan birine yemin teklif etmiş ise yemin icra veya ret olunmadıkça hüküm verilemez.

ALTINCI KISIM : KEŞİF

Madde 363 - Gerek re 'sen ve gerek iki taraftan birinin talebi üzerine davan ın her halinde münazaalı mahallin keşfine karar verilebilir.

Madde 364 - Keşif iki taraf usulen devet edildikten sonra vicahlarında ve davete icabet etmedikleri halde gıyaplarında mahkeme veya tahkikat hakimi tarafından yapılır. Mahkemei asliye, azasından birini istinabe suretiyle, keşif muamelatını yapar. Fakat pek mühim meselelerde heyetle dahi icra edebilir.

Madde 365 - Şahit ve ehlivukuf mahallinde de istima olunabilir.

Madde 366 - Keşif üzerine muameleyi mutazammın bir zabıt varakası tanzim edilir. İki taraftan birinin talebi üzerine veya re 'sen plan, resim ve foto ğrafiler dosyaya raptolunur.

YEDİNCİ KISIM : HUSUSİ ESBABI HÜKÜM

Madde 367 - Tahkikat hakimi, senetsiz ispatı caiz olan davalarda resen veya talep üzerine bu kanunda gösterilmemiş olan diğer hüküm sebeplerinin istima ve tetkikına da karar verebilir ve bu husus hakkında iki tarafı istima ettikten sonra tebeyyün edecek hale göre iktiza eden tedbirleri ittihaz eder.

SEKİZİNCİ KISIM: DELİLLERİN TESBİTİ

Madde 368 - İki taraftan her biri, derdesti rüyet bulunan davada henüz tahkik ve tetkikına sıra gelmemiş bulunan veyahut ileride ikame edeceği davada dermeyan edilecek olan hususun şahit, keşif, ehlihibre veya diğer deliller ile tesbitini talep edebilir.

Madde 369 - Kanunu Medeni hükmü mahfuz kalmak şartiyle ancak şimdiden zabıt ve tesbit olunmazsa ileride zayi olacağı veya ikamesinde çok müşkülat çıkacağı melhuz olan deliller bu fasıl hükmüne tevfikan tesbit olunabilir.

Madde 370 - Delillerin tesbiti için salahiyettar olan mahkeme, davanın rüyet edildiği veyahut dava ikame olunmamış ise en seri ve en az masrafla delilin tesbiti kabil bulunduğu mahkeme veya sulh hakimidir.

Madde 371 - Delillerin tesbiti, ispat olunacak vaka ile şahitlere ve ehlihibreye sorulacak sualleri muhtevi ve üç nüshadan ibaret, arzuhal ile talep olunur. Arzuhal mahkemece şayanı kabul görülürse delillerin tesbiti için bir gün tayin edilir.

Madde 372 - Arzuhal ve mahkemenin kararı sureti diğer tarafa tebliğ olunur. Bu taraf da sorulacak diğer sualleri hakime göndermek ve muamele esnasında hazır bulunmak salahiyetini haizdir. Müstedinin hukukunu muhafaza için zaruri görüldüğü veyahut müstacel esbap bulunduğu surette istisnaen tebligattan sarfınazar olunabilir.

Ancak bu suretle mahkeme tesbit eylediği delaili mutazammın tanzim edeceği zabıt varakası suretini derhal diğer tarafa tebliğe mecburdur.

Madde 373 - Delillerin tesbiti hakkında sebkeden itirazlar delilleri tesbit eden hakim tarafından hallolunur. Delillerin tesbiti hususunda bu faslın 2, 3, 4 üncü kısımları hükümlerine riayet olunur.

Madde 374 - Delillerin tesbiti için ifa ve tanzim edilmiş bilümum muamelat ve evrak esas dava dosyasının merbutu addolunur.

DOKUZUNCU FASIL: TAHKİKATIN HİTAMI VE MUHAKEME

Madde 375 - Tahkikat hakimi, iki tarafın iddia ve müdaafalariyle delillerini ve dava dosyasını tetkik eder ve talep vukuunda neticei müddealarını mübeyyin birer layiha verebilmeleri için de bir müddet tayin eder. Bu müddet içinde hakim verilen layihaları dosya ile birleştirir ve tahkikatın hitamını tefhim eder ve dosyayı mahkeme reisine takdim eyler. Tahkikatın hitamından sonra da mahkeme iki tarafa layiha vermelerini emredebilir.

Madde 376 - Sulh mahkemelerinde iki taraf evrak üzerine hüküm verilmesini talep etmedikleri takdirde tayin olunacak gün ve saatte şifahi murafaaları icra olunmak üzere mahkemeye celp ve davet olunurlar. Şifahi muhakemede mahkeme iki tarafa ikişer kere söz verdikten sonra muhakemenin hitamını tefhim eder.

Hakim, iki tarafın iradı kelam hakkındaki mütalaalarını dinledikten sonra herbirine şifahi muhakemede ne müddet için söz verebileceğini tayin ve tefhim edebilir.

Madde 377 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/14 md.)

Asliye mahkemesinde 375 inci maddede yazılı işlemler bittikten sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak günde mahkemede hazır bulunmak üzere iki taraf davet olunur. Taraflara çıkarılacak davetiyede belli edilen günde mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yargılamaya yokluklarında devam edileceği ve hüküm verileceği belirtilir. Tayin edilecek gün, acele durumlar dışında yedi günden az olamaz.

Sözlü yargılama için tayin edilen günde herhangi bir tahkikat işlemi yapılmış ise 213 üncü maddenin son fıkrası hükmü burada da uygulanır.

Sözlü yargılama 376 ncı madde hükmüne uygun olarak yapılır.

Madde 378 - Mahkeme, hakikatin tezahürü için lüzum görürse tahkikat hakimi canibinden istima olunan şahit ve ehlivukufu tekrar celp ve isticvaba ve iki tarafın tahkikat hakimi huzurunda dermeyan ve ispat ettikleri hususatın yeni deliller ile ispat olunmasına karar verebilir.Şu kadar ki şahit hakkında 274 üncü madde hükmü mahfuzdur.

Madde 379 - Mahkeme, noksan gördüğü tahkikatı bizzat ikmal veya itmam edeceği gibi hususun ifasını tahkikat hakimine veya mahkeme azasından diğer birine de havale edebilir.

Madde 380 - Mahkeme huzurunda cereyan eden tahkikat ve muhakemat esnasındaki hadiseler hakkında kararını verir.

Madde 381 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/15 md.)

Mahkeme, hazır olan tarafın iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder.

Kararın tefhimi, en az 388 inci maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur.

Zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak onbeş gün içinde yazılması gerekir.

ONUNCU FASIL: HÜKÜM

BİRİNCİ KISIM: MAHKEMEİ ASLİYE TARAFINDAN VERİLEN HÜKÜMLER

Madde 382 - Karar hafiyyen müzakere ve ittihaz olunur ve alenen tefhim edilir.

Madde 383 - Müzakere ve reye ancak şifahi murafaada hazır bulunmuş olan aza ve aza mülazimleri iştirak eder.

Madde 384 - Müzakereye iştirak ve rey ita edebilecek hakimlerin cümlesi hazır bulunmadıkça müzakere icrası caiz değildir.

Madde 385 - Müzakereyi mahkeme reisi idare ve karara raptolunacak meseleleri tayin eder. Bunlar hakkında serbestçe münakaşa olunduktan sonra reis en kıdemsiz azadan başlıyarak ayrı ayrı reylerini toplar ve en son reyini verir.

Bir mesele hakkında ittihaz olunacak karardan diğer meseleler hakkında tetkikat ve müzakere icrasına lüzum olmadığı anlaşılır ise diğer meseleler hakkında müzakere icrasiyle karar itasından sarfınazar olunur.

Madde 386 - Kararlar ittifak veya ekseriyeti ara ile verilir.

Madde 387 - Karar, mahkeme reisi tarafından veya reisin tensip edeceği aza ve aza mülazimlerinden biri tarafından yazılır.

Madde 388 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/16 md.)

Karar aşağıdaki hususları kapsar:

1. Kararı veren mahkeme ile hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin ad ve soyadları ve sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa kararın hangi sıfatla verildiği,

2. Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri,

3. İki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep,

4. Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi, (5236 s.k. ile değişik 07.10.2004 tarihli, 25606 sayılı R.G. - Yürürlük Tarihi 5328 s.k. gereğince 01 Haziran 2005)

5. Kararın verildiği tarih ve hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin imzaları,

Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.

Madde 389 - Verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmıyacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır.

Madde 390 - Yazılan kararların ziri kararı veren hakimlerle zabıt katibi tarafından imza olunur.

Madde 391 - Kararın aslı mahkemenin evrak mahzeninde başkatip tarafından hıfzolunur.

Hıfzı tarihi zirine ve dosyasına işaret olunur.

Madde 392 - Karar tahrir ve imza olunduktan sonra suretleri bir hafta içinde başkatip tarafından iki taraftan her birine makbuz mukabilinde verilir ve bir nüshası da dosyasında hıfzolunur. Suretler asılları gibi imza olunmakla beraber bunlara mahkemenin mühürü vazedilmek lazımdır. İki taraftan her birine verilen suretler ilamdır.

Madde 393 - Müddetler ilamın iki taraftan her birine verildiği tarihten başlar.

İKİNCİ KISIM: SULH HAKİMLERİ KARARLARI

Madde 394 - (Mülga madde: 13/12/1934 - 2606/2 md.)

Madde 395 - (Mülga madde: 13/12/1934 - 2606/2 md.)

Madde 396 - (Mülga madde: 13/12/1934 - 2606/2 md.)

Madde 397 - (Mülga madde: 13/12/1934 - 2606/2 md.)

ON BİRİNCİ FASIL: İŞLEMDEN KALDIRMA VE DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASI

Madde 398 - (Mülga madde: 26/02/1985 - 3156/25 md.)

Madde 399 - (Mülga madde: 26/02/1985 - 3156/25 md.)

Madde 400 - (Mülga madde: 26/02/1985 - 3156/25 md.)

Madde 401 - (Mülga madde: 26/02/1985 - 3156/25 md.)

Madde 402 - (Mülga madde: 26/02/1985 - 3156/25 md.)

Madde 403 - (Mülga madde: 26/02/1985 - 3156/25 md.)

Madde 404 - (Mülga madde: 26/02/1985 - 3156/25 md.)

Madde 405 - (Mülga madde: 26/02/1985 - 3156/25 md.)

Madde 406 - (Mülga madde: 26/02/1985 - 3156/25 md.)

Madde 407 - (Mülga madde: 26/02/1985 - 3156/25 md.)

Madde 408 - (Mülga madde: 26/02/1985 - 3156/25 md.)

Madde 409 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/18 md.)

Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.

Oturum gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde, gün tespit ettirilmemiş ise, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle birinci fıkra hükmü uygulanır.

Yukarıdaki fıkralar hükmü gereğince dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağırı kağıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur.

Dava dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır. Bu harç yenileyen tarafından ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, yeni bir dava sayılmaz.

İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.

Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmısına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır.
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

Benzer:

1 1/10/2011 tarihi itibariyle 6100 sayılı Kanun ile YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir icon5607 Sayılı Kanun ile 31. 03. 2007 Tarihi itibariyle YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir

1 1/10/2011 tarihi itibariyle 6100 sayılı Kanun ile YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir icon01. 06. 2005 tarihi itibariyle yayımlanan YÖnetmeliK ile YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir

1 1/10/2011 tarihi itibariyle 6100 sayılı Kanun ile YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir iconGeçici İthalat Seri No 4 Tebliğ ile 15. 03. 2005 tarihi itibariyle YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir

1 1/10/2011 tarihi itibariyle 6100 sayılı Kanun ile YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir icon30/04/2011 tarih ve 27920 sayılı R. G.’de yayımlanan Yönetmelik ile yürürlükten kaldırılmıştır

1 1/10/2011 tarihi itibariyle 6100 sayılı Kanun ile YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir icon2011/7 Sayılı Genelge ile Tahsilat İşlemleri Gümrük Genel Tebliği...

1 1/10/2011 tarihi itibariyle 6100 sayılı Kanun ile YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir icon2013/1 Sayılı Genelge ile YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir

1 1/10/2011 tarihi itibariyle 6100 sayılı Kanun ile YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir icon2012/1 Sayılı Genelge ile YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir

1 1/10/2011 tarihi itibariyle 6100 sayılı Kanun ile YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir icon4458 Sayılı GÜMRÜk kanunu ile Yürürlükten Kaldırılmıştır

1 1/10/2011 tarihi itibariyle 6100 sayılı Kanun ile YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir iconİş bu kanunun Taşıt Alım Vergisi ve Ek Taşıt Alım Vergisi’ne ilişkin...

1 1/10/2011 tarihi itibariyle 6100 sayılı Kanun ile YÜRÜRLÜkten kaldirilmiştir icon**11/06/2009 tarih ve 27255 Sayılı R. G. de yayımlanan Karayolu Taşıma...


Yasa




© 2000-2018
kişileri
d.ogren-sen.com