Madde 88 - Islah eden taraf davasını kamilen ıslah ettiği ve bunun tebliğ tarihinden itibaren üç gün zarfında yeni bir dava ikame eylemediği halde davası iptal olunur.
Madde 89 - Davasını tamamen ıslah eden müddei iptal tarihinden itibaren üç ay zarfında yeniden dava ikame eylemezse davasından feragat etmiş addolunur
MADDE 90-(08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı R.G. – 5728 s.k. ile değişik) Islahın davayı uzatmak veya karşı tarafı rahatsız etmek gibi kötüniyetli düşüncelerle yapıldığı deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ıslahı dikkate almadan karar verir. Ayrıca, mahkemece kötüniyetle ıslaha başvurana, karşı tarafın bu yüzden uğradığı bütün zararlarının tazmininin yanı sıra ikiyüz Türk Lirasından beşyüz Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
YEDİNCİ FASIL: FERAGAT VE KABUL
Madde 91 - Feragat, iki taraftan birinin neticei talebinden vazgeçmesidir.
Madde 92 - Kabul, iki taraftan birinin diğerinin neticei talebine muvafakat etmesidir.
Madde 93 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/13 md.)
Feragat ve kabul beyanı dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
Madde 94 - Feragat veya kabul eden taraf mahkum olmuş gibi masarifi muhakemeyi tediyeye mecburdur.
Şu kadar ki müddeaaleyh hal ve vaziyeti ile aleyhine dava ikamesine sebebiyet vermemiş ve ilk muhakeme celsesinde de müddeinin iddiasını kabul etmiş ise masarifi muhakeme ile ilzam olunamaz.
Feragat veya kabul neticei talebin yalnız bir kısmı hakkında ise masarifi muhakeme buna göre tayin olunur.
Madde 95 - Feragat ve kabul, kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl eder. Bilbeyyine hükme raptı kanunen mecburi olan hallerde müddeaaleyh müddeinin neticei talebini kabul ederse müddeaaleyhin davada devamı huzuru mecburi değildir ve bu kabul bundan başka hukuki bir netice husule getirmez.
Tasarruflu Yazılar 1
------------------------------------
SEKİZİNCİ FASIL: TEMİNAT
Madde 96 - Bir davada verilecek teminat mahkemenin takdir edeceği nakit veya mahkemece kabul olunacak sehim ve tahvil veya gayrimenkul rehin veyahut muteber bir banka kefaleti veya katibiadilden musaddak senetle kefil iraesi suretiyle yapılır.
İki taraf teminatın nevi ve şeklini mukavelenamelerinde tasrih etmişlerse teminat ona göre tayin olunur. Kanunun başka şekilde teminat gösterilmesine müsaade ettiği haller bundan müstesnadır.
Madde 97 - Türkiye 'de Kanunu Medeni mucibince ikametgah ı olmıyan müddei veya davaya müdahale eden kimse diğer tarafın muhtemel zarar ve ziyaniyle masarifi muhakemesine mukabil 96 ncı madde mucibince teminat göstermeğe mecburdur.
İşbu kaide tahkikat ve muhakeme esnasında ikametgahını ecnebi memlekete nakledenler hakkında da caridir. Muahede hükümleri mahfuzdur.
Madde 98 - Teminat talebi davanın ikamesini mütaakıp ve esasa girişilmezden evvel veya Türkiye haricinde mukim olan kimse davaya dahil olur olmaz dermeyan edilmek lazımdır.
Davanın rüyeti esnasında ikametgahını ecnebi memlekete nakledenler hakkında teminat talebi nakil keyfiyetinin diğer tarafa bildirilmesini mütaakıp vakı olmak iktiza eder. Aksi halde her iki surette teminat talebi hakkı sakıt olur.
Madde 99 - Hakim tarafından tayin olunan müddet içinde teminat verilmezse muhakemede hazır bulunulmamış addolunur.
Madde 100 - Teminatın kafi veya muteber olup olmadığı hakkındaki ihtilaflar davayı tahkikeden hakim tarafından hallolunur.
DOKUZUNCU FASIL: İHTİYATİ TEDBİRLER
Madde 101 - Hakim iki taraftan birinin talebiyle davanın ikamesinden evvel veya sonra aşağıda gösterilen hal ve şekillerde ihtiyati tedbirler ittihazına karar verebilir:
1 - Menkul ve gayrimenkul malların ayni münazaalı ise bunun haciz veya yeddiadle tevdiine,
2 - Münazaalı şeyin muhafazası için lazımgelen her türlü tedbirlerin ittihazına,
3 - Kanunu Medeni ile muayyen hallerde nafaka alınmasına,
4 - Ayrılık veya boşanma davası üzerine Kanunu Medeni mucibince icap eden muvakkat tedbirlerin ittihazına.
Madde 102 - (Mülga madde: 18/04/1929 - 1424/342 md.)
Madde 103 - 101 ve 102 nci maddelerde gösterilen hallerden başka tehirinde tehlike olan veya mühim bir zarar olacağı anlaşılan hallerde tehlike veya zararı defi için hakim icap eden ihtiyati tedbirlerin icrasına karar verebilir.
Madde 104 - Dava ikamesinden evvel haczi ihtiyati kararı mahkeme tarafından verilir.
Haczi ihtiyatden maada talep olunan ihtiyati tedbirlerin en az masrafla ve en çabuk nerede ifası mümkün ise işbu tedbirlere o mahal mahkemesi tarafından dahi karar verilebilir.
Dava ikamesinden sonra bilümum ihtiyati tedbirlere tahkikata memur hakim tarafından karar verilir. Şu kadar ki hakim ihtiyati tedbirin diğer bir mahalde daha az masrafla ve daha çabuk ifasını kabil görürse bu hususta karar verilmek üzere o mahal hakimini naip tayin edebilir.
Madde 105 - Hakimden ihtiyati tedbire karar verilmesi arzuhal ile talep olunur. Bunun üzerine derhal ve müstacelen iki taraf davet edilip gelmeseler bile iktiza eden karar verilir.
Müstacel veya müddeinin hukukunu derhal muhafaza zaruri olan hallerde her iki taraf davet edilmeksizin dahi ihtiyati tedbire karar verilebilir.
Madde 106 - İhtiyati tedbir kararı, icabı halinde kuvvei müsellaha istishabiyle icra dairesince tatbik olunur. Şu kadar ki haczi ihtiyatiden maada tedabirlerin tatbikı mahkeme başkatibine veya katiplerinden birine de tevdi olunabilir.
Kararın sureti alakadarlara icra esnasında ve bulunmazlarsa müteakiben tebliğ olunur.
Madde 107 - Gıyaben verilmiş olan ihtiyatı tedbir kararlarına itiraz caizdir. İşbu itiraz icranın tehirine karar verilmedikçe icranın tehirini müstelzim değildir.
Madde 108 - İtiraz arzuhal ile yapılır ve evrakı sübutiyeside arzuhale raptolunur.
İhtiyati tedbir kararına itirazdan evvel dava ikame edilmiş ise itiraz arzuhali tahkkiat hakimine verilir. 104 üncü maddenin son fıkrası hükmü mahfuzdur. İtiraz vukuunda hakim iki tarafı davet ve her birini istima ettikten sonra kararını tadil veya tebdil veya refedebilir. Şu kadar ki iki taraftan biri veya ikisi gelmezlerse evrak üzerine tetkikat icrasiyle karar verilir.
Madde 109 - İhtiyati tedbir kararı dava ikamesinden evvel verilmiş ise tatbik edilmiş olsun olmasın kararın verildiği tarihten itibaren on gün zarfında esas hakkında dava ikamesi lazımdır. Bu müddette müddi davasını ikame eylediğini müsbit evrakı, kararı tatbik eden memura ibrazla dosyaya vaz 'i ve kaydettirerek mukabilinde ilmühaber alma ğa mecburdur. Aksi takdirde ihtiyati tedbir bir güna merasime hacet kalmaksızın kendiliğinden kalkar ve iktizasına göre vazolunan tedbirin fiilen kaldırılması ihtiyati tedbiri tatbik eden daire veya memurdan talep olunabilir.
Madde 110 - İhtiyati tedbir kararını talep eden taraf bundan dolayı diğer tarafın ve üçüncü şahsın duçar olması muhtemel zarar ve ziyanlarına mukabil teminat iraesine mecburdur. İcabı hale göre hakim işbu mecburiyeti refedebilir ve ihtiyati tedbir kararını talep eden Devlet veya müzahareti adliyeye nail kimse ise teminat iraesi lazım gelmez.
Madde 111 - Aleyhine ihtiyati bir tedbire karar verilmiş olan taraf teminat gösterirse icap vaziyete göre bu tedbir tebdil veya refiolunabileceği gibi vaziyet ve şeraitin tebeddülü sabit olursa ihtiyati tedbirin teminatsız tadil veya ref 'i de caizdir.
Madde 112 - Esas hakkında mahkeme tarafından verilen kararın tefhim veya tebliğ olunmasını mütaakıp ihtiyaten icra kılınmış olan tedbir mürtefi olur. Şu kadar ki mahkeme hükmün icrasını temin için işbu tedbirin tayin edeceği müddet zarfında devamına karar varebilir.
Madde 113 - İhtiyatı tedbirin ittihazına mütaallik evrak, dava esas dosyasiyle birleştirilir.
MADDE 113/A- (08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı R.G. – 5728 s.k. ile değişik) İhtiyati tedbir kararının uygulanması dolayısıyla verilen emre uymayan veya o yolda alınmış tedbire aykırı davranışta bulunan kimse fiili daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
ONUNCU FASIL: MUAMELELERİN ŞEKLİ
BİRİNCİ KISIM: DAVETİYELER VE TEBLİGAT
Madde 114 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 115 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 116 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 117 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 118 - (Mülga madde: 16/01/1939 - 3560/9 md.)
Madde 119 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 120 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 121 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 122 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 123 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 124 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 125 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 126 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 127 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 128 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 129 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 130 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 131 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 132 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 133 - (Mülga madde: 16/01/1939 - 3560/9 md.)
Madde 134 - (Mülga madde: 16/01/1939 - 3560/9 md.)
Madde 135 - (Mülga madde: 16/01/1939 - 3560/9 md.)
Madde 136 - (Mülga madde: 16/01/1939 - 3560/9 md.)
Madde 137 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 138 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 139 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 140 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 141 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 142 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 143 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 144 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 145 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 146 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
Madde 147 - (Mülga madde: 16/01/1939 - 3560/9 md.)
Madde 148 - (Mülga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)
İKİNCİ KISIM: MUHAKEME CELSELERİ, ZABITLARI, DOSYALAR
MADDE 149.- (5236 s.k. ile değişik 07.10.2004 tarihli, 25606 sayılı R.G. - Yürürlük Tarihi 5328 s.k. gereğince 01 Haziran 2005)
Duruşma herkese açıktır.
Genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir.
Duruşmanın kapalı yapılması konusundaki gerekçeli karar açık duruşmada açıklanır.
Kapalı yapılan duruşmalar hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır. (08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı R.G. – 5728 s.k. ile değişik)
Madde 150 - Muhakemenin idare ve zabıta işleri reise aittir.
Reis iki taraftan her birine icabına göre söz verir ve söz söylemekten meneden ve mahkemenin intizamını bozan her şahsı derhal mahkemeden çıkartır.
Bir kimse, ihtara rağmen mahkemenin düzenini bozar veya mahkeme huzurunda münasip olmayan bir söz söylemeye veya davranışta bulunmaya devam ederse derhâl yakalanması emredilerek hakkında dört güne kadar disiplin hapsi uygulanır. Ancak, avukatlar ve çocuklar hakkında disiplin hapsi uygulanmaz. (08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı R.G. – 5728 s.k. ile değişik)
Mahkemenin düzenini bozan fiilin veya mahkeme huzurunda söylenen sözün suç oluşturması halinde, durum bir tutanakla Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir ve gerekiyorsa fiili işleyenin yakalanması emredilerek Cumhuriyet başsavcılığında hazır bulundurulması sağlanır. Ancak bu durum üçüncü fıkra hükmüne göre disiplin hapsi uygulanmasını engellemez. (08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı R.G. – 5728 s.k. ile eklenmiştir)
Madde 151 - Zabıt katibi hakimin nezareti altında tahkikat ve muhakematın cereyanını zabıtnameye kaydeder.
Zabıtname, mahkemenin ve hakimlerin isimlerini, tahkikat ve muhakematın cereyan ettiği mahalli, celsenin açıldığı gün ve saati, iki tarafın ve vekillerinin isimlerini, cereyan eden muhakeme ve muamele ile iki tarafın ne gibi evrak ibraz ettiklerini, muhakemenin aleni icra kılındığını veya aleniyetin ref 'ini icap eden esbab ı, ikrarı veya sulhu veya davaya kısmen veya tamamen nihayet veren feragati, hulasai iddia ve müdafaatı, şuhut ve ehli hibrenin beyanatını, münaziunfihin keşif ve muayenesi halinde rapor hulasasını ve ittihaz olunan kararla sureti tefhimini ihtiva eder.
Zabıtnamade raptedildiği zikrolunan vesikalar münderecatı da zabıtname metni hükmündedir.
Hakim tarafından mezuniyet verilmedikçe iki taraf veya vekilleri ifadelerini zabıtnameye imla suretiyle yazdıramazlar. Reis, iki tarafın ifadeleri hülasasını alenen söyliyerek zabıtnameye yazdırır.
Zabıtnamenin, şahitlerin ve ehlihibrenin ifadelerine ve iki tarafın ikrar ve sulh ve feragatine taallük eden kısımları bunların huzurunda okunarak kendilerine imza ettirilir.
Madde 152 - Muhakeme celsesinin hitamında zabıtname muhakemede hazır bulunan hakimlerle zabıt katibi tarafından derhal imza olunur.
Madde 153 - Şifahi muhakemenin tarzı cereyanı ancak zabıtname ile ispat olunabilir.
Madde 154 - Mahkemenin haricinde hakim veya naip huzuriyle yapılacak bilümum muamelede zabit katibinin hazır bulunması lazımdır.
Madde 155 - Zaptın tamamının veya bir kısmının suretleri talep vukuunda iki tarafa verilir. İşbu suretlere mahkemenin mühürü vazı ve aslına mutabık olduğu başkatip tarafından imza olunarak tasdik olunur.
Madde 156 - Muhakeme esnasında veya haricinde ibraz olunan evrak zabıt katibi tarafından dosyasına konularak zabıtnameye işaret edilir. Dosyanın başka bir mahalle gönderilmesi icap ederse evrakı ibraz edenler asılları yerine musaddak suretlerinin gönderilmesini talebe salahiyettardırlar.
Bu baptaki karar tahkikat hakimi tarafından verilir. Zabıt katibi, dosya muhteviyatını mübeyyin listeye ilave veya istirdat olunan evrakı derhal kaydetmek mecburiyetindedir.
Madde 157 - Zabıt katibi, hakimin nezareti ve emri altındadır. Her iki taraf veya vekilleri dava dosyasını tetkik ve mütalaa edebilirler.
Madde 158 - Zabıt katibi muhakemeden evvel ve icap ettiği halde muhakemenin hitamından sonra da dava dosyasını berayı tetkik mahkeme azalarına vermek ve vaktı zamanında noksansız almak ile mükelleftir.
ON BİRİNCİ FASIL: MÜDDETLER VE HALİ SABIKA İRCA
BİRİNCİ KISIM : MÜDDETLER
Madde 159 - Müddetleri kanun veya hakim tayin eder. Kanunda gösterilen müstesna hallerden başka hakim kanunen tayin edilen müddetleri tezyit veya tenkis edemez. Kendinin tayin ettiği müddetleri iki tarafı
dinledikten sonra makul sebeplere binaen tenkis ve tezyit edebilir.
Madde 160 - Müddetler iki tarafa tefhim ve lazım ise usulen tebliğ tarihinden itibaren başlar.
Madde 161 - Müddet gün olarak tayin edilmiş ise tefhim veya tebliğ edildiği gün hesaba katılmaz ve son günü tatil saatinde biter.
Müddet hafta veya ay olarak tayin edilmiş ise başladığı güne son hafta veya ayda tekabül eden günün tatil saatinde biter. Müddet ay nihayetine doğru başlayıp da bittiği ayın aynı günü yoksa müddet bu ayın
sonunda biter. Bu suretle pazartesi günü başlamış olan müddet munkazi olacağı haftanın pazartesi gününde ve ayın birinci günü başlayan müddet munkazi olacağı ayın birinci gününde ve otuz bir Kanunuevvelde
başlıyan iki ay müddet şubatın son gününde biter.
Madde 162 - Tatil günleri müddette dahildir. Şu kadar ki müddetin son günü tatile tesadüf ederse tatilin ertesi günü hitam bulur.
Madde 163 - Kanunun tayin ettiği müddetler katidir. Bu müddetlerde yapılması lazım olan muamele yapılmazsa o hak sakıt olur. Hakim tayin ettiği müddetin kati olduğuna da karar verebilir. Aksi takdirde tayin olunan müddeti geçirmiş olan taraf yenisini istiyebilir. Bu suretle verilecek müddet katidir. Bir daha verilemez.
Madde 164 - Kendisine müddet verilen kimsenin ikametgahı muamele yapacağı mahalden altı saat ve daha ziyade uzakta ise müddete beher altı saat ve küsuru için bir gün zam olunur. Zammı lazım gelen müddet esbabı mucibe göstermek suretiyle iktizasına göre tenkis veya tezyit olunabilir.
Madde 165 - Kanunun veya hakimin tayin eylediği müddetin başlaması tebliga mütevakkıf ise müddet, tebliği yaptıran taraf aleyhine dahi tebliğ tarihinden itibaren başlar. Meğerki hilafına kanunda sarahat buluna.
İKİNCİ KISIM: HALİ SABIKA İRCA
Madde 166 - Bu kanunun veya hakimin tayin ettiği kati müddetin müruriyle sukut etmiş olan hakkın hali sabıka ircaı aşağıda beyan olunan hallerde talep ve hükmolunabilir.
Madde 167 - Sakıt olan hakkın hali sabıka ircaına karar verebilmek için:
1 Muayyen mühlet zarfında muameleyi yapmağa mecbur olan kimsenin veya vekilinin, arzu ve ihtiyarı haricinde olarak muameleyi yapmaktan aciz bulunduğunun tahakkuk etmesi,
2 - Kanuni yollara müracaatın hukukan imkansız bulunması lazımdır.
Madde 168 - Hali sabıka irca talebi maniin zevali tarihinden itibaren on gün zarfında usulen dermeyan edilmedikçe mesmu olmaz.
Tahkikat esnasında mürur etmiş olan müddetlerin esasa mütedair vicahi hükümden sonra hali sabıka ircaı talep olunamaz.
Madde 169 - Hali sabıka irca talebi meselenin esasını halle salahiyettar olan hakime arzolunur. Bir hüküm hakkında kanuni yollara müracaat hakkının sakıt olması üzerine hali sabıka irca talebi, verilen hükmü tetkika salahiyettar olan mahkemeye arzolunur.
MADDE 170.- (5236 s.k. ile değişik 07.10.2004 tarihli, 25606 sayılı R.G. - Yürürlük Tarihi 5328 s.k. gereğince 01 Haziran 2005) İlk derece mahkemeleri veya bölge adliye mahkemelerine yapılacak eski hâle getirme istemleri, hadiseler hakkındaki usule, Yargıtayda ileri sürülecek eski hâle getirme istemleri, temyiz usulüne göre yapılır ve incelenir.
Madde 171 - Hali sabıka irca talebi muhakemenin talikını icap etmez ve hükmün icrasına da mani olmaz. Şu kadar ki bu talebi tetkika salahiyattar mahkeme icabına göre teminat verilmek şartiyle muhakemenin talikına ve hükmün tehiri icrasına karar verebilir. 110 uncu maddenin son fıkrası hükmü burada da caridir.
Madde 172 - Mahkeme hali sabıka ircaa dair verdiği kararda hangi muamelenin keenlemyekün addedildiğini tasrih eyler. 87 nci maddede bildirilen muamelelerin hüküm ve kuvvetleri bakidir.
Madde 173 - Hali sabıka irca talebinin ve hükümsüz addolunan muamelelerin masrafı irca talebinde bulunan tarafa tahmil olunur.
Madde 174 - Bir davada aynı tarafın birden ziyade hali sabıka ircaı talebi kabul olunamaz.
|